İslam Ansiklopedisi - Namaz ve Biz - Günün Belli Zamaninda Okunacak Dualar
   
Menü
  Ana Sayfa
  İletişim
  Yorum Ve Görüşleriniz
  Burdayiz
  Bize Destek Olun
  DOSTLARIMIZ
  Anket
  Ahir Zaman
  Al-i İmran Suresi
  Allah'tan Korkmak
  Allah'ın 99 İsmi
  A'raf Suresi
  Ashab-i Kehf
  Bakara Suresi
  BAS ÖRTÜSÜ
  Bediuzzaman Said Nursi
  Berat Kandili
  Büyük Günahlar
  Cennet Ve Cehennem
  Cinler
  Dinimiz
  Din Eğitiminde İnsanın Merkezileşmesi
  Din Ve İnsan
  El Zinasi
  Esmâül Hüsnâ
  Evreni Allah Yarattı
  Evrenin Ölümünün Ardından
  Esmaül Hüsnanin Önemi
  Esma-i Hüsnâ'dan Esintiler
  Esnaül Hüsna Faziletleri - Faydalari
  Esmaül Hüsna (Geniş Anlamlı)
  Esmaül Hüsna Zikirleri
  Filistine Destek İHH
  Filistine Destek K.Y.M
  Kiyamete Dogru
  Günün Konusu
  Site Haritasi
  Soru Cevap
  Şiirler
  Risale-i Nur
  Resim Galerisi
  İlahi Oku
  Peygamberlerimiz
  Gusül Ve Abdest
  Islamda Kadın ve Erkek
  Mezhebler
  Mucizeler
  ViDEOLAR
  SiiR
  Namaz Hakkında
  Namazın Edebi
  Namaz Vakitleri
  Namaz ve Sağlık
  Namazlar ve Niyet
  54 FARZ
  Zina Ve Çeşitleri
  Zinanin Kötülüğü
  Zina Ve Dünyevi Azabi
  Zinanin Uhrevi Azabi
  Göz Zinasi
  Göz Zinasi 2
  Gıybet
  Zulüm
  Kibir
  Kızmak
  Şehvet
  Haram ve Şüpheli Yemek
  Kur'an Ve Önemi
  Yunus Suresi
  Fil Suresi
  Kureyş Suresi
  Kuranin Önemi
  Kur'anin İnişi
  İnsan
  İbadetin Önemi
  Nefis
  Ölüm
  Oruç Ve Çeşitleri
  Oruçlarda Niyetin Vakti
  Orucu Bozan Şeyler
  Farz Oruçlar
  Oruç Çeşitleri
  Mübarek Aylar,Günler ve Geceler
  Kadir Gecesi
  Recep Ayı
  Regaib Gecesi
  Miraç Kandili
  Şaban Ayı
  Ramazan Ayı
  Şevval Ayı
  Kurban ve Kurban Bayrami
  Muharrem Ayı ve Aşure Günü
  Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili
  Kıyamet
  Kıyamet Günü 1
  Kıyamet Günü 2
  Kıyamet Günü 3
  Hz. Mehdi
  İlahiler
  Karışık İlahi
 
  Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi
  Ilk Müslümanlar
  Islam Tarihimiz
  Resimli Namaz Anlatimi
  Islam Alimleri
  Kabe
  Nasihatlar
  HlCRET
  Kuran Ögreniyorum
  DuaIar
  Ahlak Bilgileri
  Besmele Kampanyasi
  Tevhidisohbet
  Sahabaler
  Hadisler
  Osmanli Padisahlari
  Türkiye il ve ilçeler
  İl İl Namaz Vakitleri
  il il imsakiye - İftar Vakitleri
  Güzel Sözler
  Dursun Ali Erzincanlı
  Şifali Bitkiler
  ilmihal
  Unutulan Sünnetler
  İslami Resimler
  Salavat
  Bilim
  Ramazana Özel
  Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
 
  Bediüzzaman Said Nursi Hayati
  Sözler
  Mektubat
  Lemalar
  Şualar
  Hür Adam Bediuzzaman Said Nursi - Fragman
 
  Atatürk
  Ödevler
 
  Teknoloji
 
  Google
  Faydalı Siteler
 
  Facebook
  Reklam

 



"O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haşr-24)"

 
ALLAH
(Uluhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplayan İsm-i Azam)

RAHMÂN
(Bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden)

RAHÎM
(Çok merhamet eden, nimet veren)

MELİK
(Bütün kainatın tek sahibi ve mutlak hükümdarı)

KUDDÛS
(Hatadan, gafletten ve her eksiklikten münezzeh)

SELÂM
(Esenlik veren, kullarını selamete çıkaran)

MÜ'MİN
(Gönüllere iman ışığını veren, vaadine güvenilen)

MÜHEYMİN
(Kainatın bütün işlerini gözetip yöneten)

AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip)

CEBBÂR
(İradesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan)

MÜTEKEBBİR
(Her şeyde büyüklüğünü gösteren)

HÂLIK
(Büyün mevcudatı takdirine uygun şekilde yaratan)

BÂRİ'
(Bir model olmaksızın canlıları yaratan)

MUSAVVİR
(Her şeye şekil ve özellik veren)

GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan)

KAHHÂR
(Her şeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim)

VEHHÂB
(Karşılık beklemeden bol bol veren)

REZZÂK
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren)

FETTÂH
(Zorlukları kolaylaştıran ve iyilik kapılarını açan)

ALÎM
(Herşeyi çok iyi bilen)

KÂBID
(Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan)

BÂSIT
(Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan)

HÂFID
(Alçaltan, zillete düşüren)

RÂFİ'
(Yukarı kaldıran, yükselten)

MUİZ
(Yücelten, izzet ve şeref veren)

MÜZİL
(Alçaltan, zillet veren)

SEMİ'
(Her şeyi işiten)

BASÎR
(Her şeyi gören)

HAKEM
(Son hükmü veren)

ADL
(Mutlak adalet sahibi, çok adaletli)

LATÎF
(Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip, sezilmez yollarla karşılayan)

HABÎR
(Her şeyin iç yüzünden haberdar olan)

HALÎM
(Acele ile ve kızgınlıkla muamele etmeyen)

AZÎM
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

GAFÛR
(Bütün günahları bağışlayan)

ŞEKÛR
(Az iyiliğe çok mükafat veren)

ALÎ
(İzzet, şeref ve hükümranlik bakımından en yüce, aşkın)

KEBÎR
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan)

MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)

HASÎB
(Kullarının her yaptığını bilen, onları hesaba çeken)

CELÎL
(Azamet sahibi)

KERÎM
(Lütuf ve keremi çok bol ve çok geniş)

RAKÎB
(Büyün varlığı gözetleyip, kontrol eden)

MÜCÎB
(Dualara karşılık veren)

VÂSİ'
(İlmi ve merhameti herşeyi kuşatan)

HAKÎM
(Bütün emirleri ve işleri hikmetli olan)

VEDÛD
(Kullarını çok seven, sevilmeye gerçekten layık olan)

MECÎD

Türkiye'nin En Büyük
İslam Ansiklopedisi
Olma Yolunda Hızla Gelişen Bir Sitedir.
İslam Ansiklopedisi 2008 - 2021 ©
ABDES DUALARI

Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzübesmele çekilir. Sonra da her bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:


ELLERİ YIKARKEN

"Elhamdü lillâhi'llezi ceale'l-mâe tahûran ve'l-İslâme nûran..."
"Suyu temizleyici, İslâm'ı da nûr kılan Allah'a hamdolsun..."

 

AĞIZA SU VERİRKEN


"Allahümme e'inni alâ tilâveti'l-Kur'an ve
zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetike..."
"Ey Allah'ım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibadeti güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!.."

 

BURNA SU VERİRKEN

"Allahümme erihnî râihate'l-Cenneti velâ turihnî râihate'n-nâr..."
"Allah'ım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissetirme!"


YÜZÜ YIKARKEN

"Allahümme beyyid vechî yevme tebyaddu vücûhün ve tesveddü vücûh.."
"Allah'ım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü ak çıkar!"

 

SAĞ KOLU YIKARKEN

"Allahümme a'tinî kitâbî biyemînî ve hâsibni hisâben yesîrâ..."
"Allah'ım, kitabımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!"

 

SOL KOLU YIKARKEN

"Allahümme lâ tu'tinî kitabî biyesârî velâ min verai zahrî..."
"Allah'ım, kitabımı solumdan ve arkamdan verme."

 

BAŞI MESHEDERKEN

"Allahümme Ezillenî tahte zilli arşike yevme lâ zılle ilâ zıllü arşik..."
"Allah'ım, Arş'ın gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arş'ın gölgesinde gölgelendir..."

 

KULAKLARI MESHEDERKEN

"Allahümme'c alnî mine'llezîne yestemiûne'l-kavle feyettebiûne ahseneh..."
"Allah'ım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle..."

 

BOYNU MESHEDERKEN

"Allahümme a'tik rakabetî mine'n-nâr..."
"Allah'ım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!..."

 

AYAKLARI YIKARKEN

"Allahümme sebbit kademeyye alâ's-sırati yevme tezillu fîhi'l-akdâm..."
"Allah'ım, ayakların sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sabit eyle, kaydırma!.."

 

ABDESTTEN SONRA
Abdestten sonra bir veya üç kere de Kadr Sûresini okumak da abdestin âdâbındandır.




Seher Vaktinin Fazileti


 

Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-den rivâyete göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır;

"Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ her gece, gecenin son üçde biri kaldığı sırada dünyâ semâsına nüzul eder ve şöyle buyurur: '' Bana duâ eden var mı, duâsına icabet edeyim? İstediğini vereyim. Bana istiğfar eden var mı, onu mağfiret edeyim? (1)

Bu hadîs-i şerîf, gecenin son üçde birinin vakti icabet olduğuna büyük müjdelerle beraber delâlet etmektedir.

"Gece yarısında semânın kapıları açılır ve bir münâdî şöyle seslenir: "Hiç duâ eden var mı, icâbet olunsun, bir şey isteyen var mı verilsin, bir sıkıntıda olan var mı kurtarılsın. Her hangi bir duâ ile duâ eden hiç bir müslüman yoktur ki Allah Teâlâ ona icabet etmiş olmasın. Ancak şehveti için koşan zinâkâr kadınla ayyaş ve işret ehli müstesna. " (2)

"Gecede bir saat vardır. Müslüman bir kulun dünyâ ve âhiret işinden istediği her hangi bir hayır varsa ve duâsı o saate gelirse muhakkak Allah ona dileğini verir. Bu her geçe vardır. " (3)

"Saatlerin efdali gecenin son kısmıdır." (4)

Üç kişi vardır ki onlar İblis'den ve askerlerinin şerrinden masûndurlar:
1- Gece ve gündüz Allah'ı çok zikredenler,
2- Seher vakitlerinde istiğfar edenler,
3- Allah'ın haşyetinden ağlayanlar." (5)
 


(1) Buhârî, Teheccûd, 14;
(2) İbn Hanbel, Müsned, 4/217, 3/34, 43, 94.
(3) Tirmizî, Vitr, 16; Nescî, Mevâkit, 35.
(4) Ibn Hanbel, Müsned, 4/385.
(5) el-Camiû's-Sağir.
Alıp satacağımız şey hakkımızda hayırlı olabileceği gibi, hayırsız da olabilir. Bütün bunlar için, duâ etmeli, iyisini, hayırlısını, helalini dilemeliyiz. Resûl-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz, bu mealdeki duasını şöyle okumuş, bizlere de örnek vermiştir:



"Allahümme, innî es'elüke min hayri hâze's-sûki ve hayri mâ fihâ, Ve eûzü bike min şerrihâ ve şerri mâ fihâ. Allahümme inni eûzü bike en usîbe fihâ yemînen fâcireten ev safkaten hâsireten."

"Allah'ım, aziz isminle giriyorum buraya, Allah'ım, senden bu çarşının (iş yerinin) hayırlısını diler, içindekinin hayırlısını nasip etmeni niyaz ederim. Şerrinden ve şerlisinden de sana sığınırım. Allah'ım, burada günah getiren yeminden, zarar veren ticaretten de sana sığınırım."
TUVALETE GİRERKEN;

Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) de tuvalete girerken duâ okumuş, habis varlıkların şerrinden Allah'a sığınmıştır. Efendimiz'in tuvalete girerken okuduğu duâ şöyledir.


"Bismillâh. Allahümme innî eûzü bike mine'l-hubsi ve'l-habâis."

"Bismillâh. Allah'ım, hususi ve umumi bütün kötülükleri bünyesinde toplayan habislerden sana sığınırım."


TUVALETTEN ÇIKARKEN;

Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) tuvaletten çıkarken şu duâyı okuyarak çıkardı:


"Elhamdü lillâhillezî ezhebe anni'l-ezâ ve âfânî..."

"Bana rahatsızlık veren şeyleri giderip, sıhhat ve afiyet hibe eden Allah'a hamd olsun."

Efendimiz tuvalet çıkışında bazan da "Gufrâneke yâ Rab" der, böyle rahatlama nimetleri karşısında İlâhî lûtfa teşekkür ederdi.
Namaz vakitlerinde müezzin ezan okur, mü'minler de ezana icabet eder.
Ezana icabet iki türlü olur. Biri müezzinin söylediğini aynen söylemekle, diğeri de kalkıp camiye yürümekle, yahut evde namaz hazırlığına girmek ile.
Bilindiği üzere ezan başlayınca susmak, okunan kudsî cümleleri dinlemek müstehabtır. Hatta, dinlerken de müezzinin söylediği kudsî kelimeleri aynen içinden söylemekle icabet de müstehabdır. Ancak, ezandaki "Hayyâ ale's-salâh" ve "Hayyâ ala'l-felâh" kelimelerinde aynı kelimeler söylenmez. Bunların yerine "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" denir.
Sabah namazı ezanında ise müezzinin "Essalâtü hayrun mine'n-nevm" kelimesine "Sadaka ve berirte" denerek icabet edilir.
Ezan dinlerken icabetini böyle yapmış olan mü'min, ayrıca ezanın sonunda bir de vesile duâsı okursa daha çok sevap alır, hem de Efendimiz (s.a.v.)'in şefaatına layık olur.

Ezandan Sonra Okunacak Dua;

"Allahumme rabbe hâzihî'd-dav'veti't-tâmmeh ve's-salâti'l kâimeh, âti Muhammeden'il vesîlete ve'l-fadîlete ve'd-derecete'l-vâsiate ve'b'ashu mekamen Mahmûden ellezi veadteh."

Anlamı:

"Ey bu mukaddes davetin sahibi ve kılınacak namazın maliki Rabbim, Efendimiz Muhammed Aleyhisselâm'a vesile, fazilet ve geniş derece makamlarını ver. O'nu kendisine vaadettiğin en nihaî makam olan Makam-ı Mahmud'un zirvesine çıkar."
Erken Kalkmak İçin

 

Bir de her kim gece yatarken:

okuyup erkenden uyanmak niyetiyle yatar ise bi-iznillahi teâlâ dilediği saatde uyanır. Uyandığı zaman hemen kalkıp abdest alır, ibâdetine başlar.

Uykusu olmayan ve uyuyamamaktan dolayı muztarib olan kimse abdestli olarak yatağa yatarken:

deyip Muavvizeteyn sûrelerini okuyup yatmalıdır.
 

Buhâri'nin Berâ bin Âzib -radıyallahu anh-dan rivâyet etdiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

"Yatağa varmak istediğinde namaz için aldığın gibi bir abdest al, sonra sağ tarafın üzerine yat, sonra şöyle de;

"Ey Rabbim bütün varlığımı sana teslîm ettim, işimin tasarrufunu sana havale ettim, yönelişim sanadır, korkum da ancak sendendir, senin azâbından kaçıp sığınılacak ancak yine senin rahmetindir. İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin resulüne îmân etdim ey Rabbim!" demektir. Bunları söyler de uyur, o gecede ölür isen fıtrat üzere ölmüş olursun. Uyumadan evvel bunlar son sözlerin olsun."
 

Yine Buhârî'nin Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivayet etdiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Sizden herhangi biriniz yatağına vardığı vakit libasının içine elini koyarak yatağının üzerini silkelesin, yani temizlesin çünkü o vakte kadar ne olduğunu bilmez; yani yatağında akrep ve sâir gibi ezâ verici şeyler bulunmuş olabilir. Sonra yatağına girince şöyle desin:

"Senin isminle ey Rabbim yanımı yere koydum. Yine senin yardımınla kaldırırım. Eğer ruhumu alıkorsan rahmet eyle, eğer tekrar verirsen onu sâlihleri muhafaza etdiğinle muhafaza eyle." (28)
 

Yine Buhârî'nin Hüzeyfe -radıyallahu anh- dan rivâyet etdiğine göre, Hüzeyfe şöyle demiştir: "Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz yatağına vardığında şöyle derlerdi;

"Senin isminle ölür, Senin isminle dirilirim ya Allah!"' (29)

İbn-i Abbâs -radıyallahu ahn-dan mervîdir ki: Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Eğer bir kimse kendi haremine yaklaşırken besmeleden sonra,

'Ya Rab beni şeytandan uzaklaşdır, şeytanı da bize in'âm ve ihsân buyurduğun şeyden uzaklaşdır" demiş olsa, sonra o zevceyn arasında evlâd takdîr olunursa o çocuğa ebediyyen şeytan zarar veremez. " (30)

Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- gece bir tarafından diğer tarafına dönünce:

Derlerdi. (31)
 


(28) Buharî, Deavât, 13.
(29) Buhârî,Tevhid,13, Deavat, 6, 7, 12, 15;Müslim, Zikir, 59
(30) Buharı, Deavat, 54.
(31) el-Cami'ûs-Sağir,
Tevbe, istiğfar duâlarının manası, yaptığımız bütün günahlara pişmanlık duyduğumuzu ifade etmemiz, bundan sonraki hayatımızda bir daha böyle günah ve kusurları işlemeyeceğimize Rabbimize söz vermemizdir.
Günah ve kusurlarına pişmanlık duyup, üzüntü ve elem hisseden mü'min, önce şu istiğfar duâsını huşû ve hudû ile okur:


"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe'l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve'l-hayyü'l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidâyete lenâ, innehû, hüve't-tevvâbü'r-rahîm."
"Yâ Settere'l uyûb, Yâ gaffare'z-zünûb! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine nadim oldum, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında sayılarını bilemeyeceğim kadar çok Peygamber gelmiş, İlâhi kitapları tebliğ etmişlerdir. Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur'ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'dır."


"Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve Rusulihi ve'l-yevmi'l-âhiri ve bi'l-kaderi, hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve'l-bâsü bade'l-mevt. Hakkun, eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûlüh."
uma Namazından Sonra Duâ
 

İmam-ı Suyûtî el-Câmi'u's-sağîr'inde rivâyet eder ki:
Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Kim cum'a namazından sonra -konuşmadan ve kalkmadan- ihlâs sûresini, Felâk sûresini ve Nâs sûresini yedişer defa okursa Allah Teâlâ onu gelecek cum'aya kadar, zarar verici şeylerden muhafaza buyurur," (18)

Her namazdan sonra:

Li-îlâfi Kureyş Sûresi sabah ve akşam veya beş vakit namazın akabinde en az onbir kerre okunmağa devam edilirse bi-iznillahi Teâlâ kişinin hayat tehlikesinden emin kalacağını İmam Rabbânî Mektûbat'ında haber veriyor.
 


(18) el-Câmiu's-Sağir.
Namazdan Sonra Duâ


Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- namaz kıldıkları zaman sağ eliyle başlarını meshederler ve:

Kendisinden başka ilâh bulunmayan Allah'ın adıyle. Rahman ve Rahîm ancak O'dur. Benden üzüntüyü düşünceyi ve hüznü gider ey Rabbim!" (8) derlerdi.
"Farz namazı kıldığınız zaman, her bir farz namazdan sonra on defa:

deyiniz. Böyle diyene bir köle azâd etmiş gibi ecir yazılır." (9) buyururlardı.


(8) Buharî, Deavat, 35, 40.
(9) Buhârî, Ezan, 155.
   
Senden Önce 359 ziyaretçi (481 klik) Kişi Buradaydi.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol