İslam Ansiklopedisi - Namaz ve Biz - iyi veya kötü cigir acmak
   
Menü
  Ana Sayfa
  İletişim
  Yorum Ve Görüşleriniz
  Burdayiz
  Bize Destek Olun
  DOSTLARIMIZ
  Anket
  Ahir Zaman
  Al-i İmran Suresi
  Allah'tan Korkmak
  Allah'ın 99 İsmi
  A'raf Suresi
  Ashab-i Kehf
  Bakara Suresi
  BAS ÖRTÜSÜ
  Bediuzzaman Said Nursi
  Berat Kandili
  Büyük Günahlar
  Cennet Ve Cehennem
  Cinler
  Dinimiz
  Din Eğitiminde İnsanın Merkezileşmesi
  Din Ve İnsan
  El Zinasi
  Esmâül Hüsnâ
  Evreni Allah Yarattı
  Evrenin Ölümünün Ardından
  Esmaül Hüsnanin Önemi
  Esma-i Hüsnâ'dan Esintiler
  Esnaül Hüsna Faziletleri - Faydalari
  Esmaül Hüsna (Geniş Anlamlı)
  Esmaül Hüsna Zikirleri
  Filistine Destek İHH
  Filistine Destek K.Y.M
  Kiyamete Dogru
  Günün Konusu
  Site Haritasi
  Soru Cevap
  Şiirler
  Risale-i Nur
  Resim Galerisi
  İlahi Oku
  Peygamberlerimiz
  Gusül Ve Abdest
  Islamda Kadın ve Erkek
  Mezhebler
  Mucizeler
  ViDEOLAR
  SiiR
  Namaz Hakkında
  Namazın Edebi
  Namaz Vakitleri
  Namaz ve Sağlık
  Namazlar ve Niyet
  54 FARZ
  Zina Ve Çeşitleri
  Zinanin Kötülüğü
  Zina Ve Dünyevi Azabi
  Zinanin Uhrevi Azabi
  Göz Zinasi
  Göz Zinasi 2
  Gıybet
  Zulüm
  Kibir
  Kızmak
  Şehvet
  Haram ve Şüpheli Yemek
  Kur'an Ve Önemi
  Yunus Suresi
  Fil Suresi
  Kureyş Suresi
  Kuranin Önemi
  Kur'anin İnişi
  İnsan
  İbadetin Önemi
  Nefis
  Ölüm
  Oruç Ve Çeşitleri
  Oruçlarda Niyetin Vakti
  Orucu Bozan Şeyler
  Farz Oruçlar
  Oruç Çeşitleri
  Mübarek Aylar,Günler ve Geceler
  Kadir Gecesi
  Recep Ayı
  Regaib Gecesi
  Miraç Kandili
  Şaban Ayı
  Ramazan Ayı
  Şevval Ayı
  Kurban ve Kurban Bayrami
  Muharrem Ayı ve Aşure Günü
  Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili
  Kıyamet
  Kıyamet Günü 1
  Kıyamet Günü 2
  Kıyamet Günü 3
  Hz. Mehdi
  İlahiler
  Karışık İlahi
 
  Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi
  Ilk Müslümanlar
  Islam Tarihimiz
  Resimli Namaz Anlatimi
  Islam Alimleri
  Kabe
  Nasihatlar
  HlCRET
  Kuran Ögreniyorum
  DuaIar
  Ahlak Bilgileri
  Besmele Kampanyasi
  Tevhidisohbet
  Sahabaler
  Hadisler
  Osmanli Padisahlari
  Türkiye il ve ilçeler
  İl İl Namaz Vakitleri
  il il imsakiye - İftar Vakitleri
  Güzel Sözler
  Dursun Ali Erzincanlı
  Şifali Bitkiler
  ilmihal
  Unutulan Sünnetler
  İslami Resimler
  Salavat
  Bilim
  Ramazana Özel
  Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
 
  Bediüzzaman Said Nursi Hayati
  Sözler
  Mektubat
  Lemalar
  Şualar
  Hür Adam Bediuzzaman Said Nursi - Fragman
 
  Atatürk
  Ödevler
 
  Teknoloji
 
  Google
  Faydalı Siteler
 
  Facebook
  Reklam

 



"O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haşr-24)"

 
ALLAH
(Uluhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplayan İsm-i Azam)

RAHMÂN
(Bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden)

RAHÎM
(Çok merhamet eden, nimet veren)

MELİK
(Bütün kainatın tek sahibi ve mutlak hükümdarı)

KUDDÛS
(Hatadan, gafletten ve her eksiklikten münezzeh)

SELÂM
(Esenlik veren, kullarını selamete çıkaran)

MÜ'MİN
(Gönüllere iman ışığını veren, vaadine güvenilen)

MÜHEYMİN
(Kainatın bütün işlerini gözetip yöneten)

AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip)

CEBBÂR
(İradesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan)

MÜTEKEBBİR
(Her şeyde büyüklüğünü gösteren)

HÂLIK
(Büyün mevcudatı takdirine uygun şekilde yaratan)

BÂRİ'
(Bir model olmaksızın canlıları yaratan)

MUSAVVİR
(Her şeye şekil ve özellik veren)

GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan)

KAHHÂR
(Her şeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim)

VEHHÂB
(Karşılık beklemeden bol bol veren)

REZZÂK
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren)

FETTÂH
(Zorlukları kolaylaştıran ve iyilik kapılarını açan)

ALÎM
(Herşeyi çok iyi bilen)

KÂBID
(Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan)

BÂSIT
(Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan)

HÂFID
(Alçaltan, zillete düşüren)

RÂFİ'
(Yukarı kaldıran, yükselten)

MUİZ
(Yücelten, izzet ve şeref veren)

MÜZİL
(Alçaltan, zillet veren)

SEMİ'
(Her şeyi işiten)

BASÎR
(Her şeyi gören)

HAKEM
(Son hükmü veren)

ADL
(Mutlak adalet sahibi, çok adaletli)

LATÎF
(Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip, sezilmez yollarla karşılayan)

HABÎR
(Her şeyin iç yüzünden haberdar olan)

HALÎM
(Acele ile ve kızgınlıkla muamele etmeyen)

AZÎM
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

GAFÛR
(Bütün günahları bağışlayan)

ŞEKÛR
(Az iyiliğe çok mükafat veren)

ALÎ
(İzzet, şeref ve hükümranlik bakımından en yüce, aşkın)

KEBÎR
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan)

MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)

HASÎB
(Kullarının her yaptığını bilen, onları hesaba çeken)

CELÎL
(Azamet sahibi)

KERÎM
(Lütuf ve keremi çok bol ve çok geniş)

RAKÎB
(Büyün varlığı gözetleyip, kontrol eden)

MÜCÎB
(Dualara karşılık veren)

VÂSİ'
(İlmi ve merhameti herşeyi kuşatan)

HAKÎM
(Bütün emirleri ve işleri hikmetli olan)

VEDÛD
(Kullarını çok seven, sevilmeye gerçekten layık olan)

MECÎD

Türkiye'nin En Büyük
İslam Ansiklopedisi
Olma Yolunda Hızla Gelişen Bir Sitedir.
İslam Ansiklopedisi 2008 - 2021 ©
İyi veya kötü çığır açmak Sual: Ölünce herkesin amel defterinin kapanacağı söyleniyor. Ülkede çok iyilik veya çok kötülük etmiş kimseler vardır. Bunların da amel defterleri kapanır mı?
CEVAP
Ölünce amel defterleri kapanır. Fakat iyi veya kötü işte önderlik edenlerin amel defterleri kapanmaz.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin sevabı verilir, o çığırda [o yolda] gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Dinimizde kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile, bununla amel edenlerin günahı verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Müslim]

(Hayra delalet eden
[yol gösteren, önderlik eden], onu yapan gibidir.) [Ebu Ya�la]

(Bir mümin vefat edince her ameli kesilir. Yalnız üç amelinin sevabı, amel defterine yazılmaya devam eder. Bunlar, sadaka-i cariyelerinin, faydalı kitaplarının ve salih çocuklarının kendisi için ettikleri dua ve istiğfarların sevaplarıdır.)
[Ebuşşeyh]
[Sadaka-i cariye, cami, çeşme yol gibi, insanlara faydası dokunan, faydalı işlerdir.]

Hiç kimse, işlediği kötülüğün günahını başkasına veremez. Fakat mümin ibadetlerinin sevabını başkasına hediye edebilir. Kendi sevabından da hiç eksilme olmaz. (Hidaye)

Günaha ortaklık
Bir kimse, yardım ettiği yerlere, okuduğu gazeteye dikkat etmelidir. Para vererek aldığı gazete, iyi ise, o gazetenin iyiliğine ortak olur. Kötü ise, vebali vardır, kötülüğe ortak olmuş olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her iyilik bir hazinedir. Her hazinenin anahtarı vardır. İyiliği açan, kötülüğü kilitleyen bir anahtara sahip olana müjdeler olsun! Kötülüğü açan, iyiliği kilitleyen bir anahtarı olana da yazıklar olsun!) [İbni Mace]

(İyi işe vesile olan, hayatında ve öldükten sonra da o işi yapanlar kadar sevap kazanır. Kötü işe ön ayak olana da, bu iş terk edilinceye kadar, bunun günahı yazılır.)
[Taberani]

(Zulmen öldürülen her kişinin günahından Âdem�in ilk oğlunun
[Kabilin] de bir payı vardır. Adam öldürmeye ilk defa o sebep olmuştur.) [Taberani]

Şu halde, günah olan işlere yardımcı olmak, o günaha ortak olmak demektir. İnsanlığın dünya ve ahiret saadeti için çalışanlara yardımcı olmak da, onların sevaplarına ortak olmak demektir.

Hayırlı iş
Bir kimsenin iyi veya kötü olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. Bir kimse, kötülüklerden kaçıyor, iyi işler yapıyorsa, o kişinin Cennete gitme ihtimali çoktur. Onun için iyi kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kula hayır murat ettiği zaman, dinini kayıran kimseler yanında çalışmayı nasip eder. Şerri murat edilen kul da, dinini kayırmayan kötülerin yanında çalışır.) [Deylemi]

İyi veya kötü çığır açmak
Sual:
Bir evladın sevapları ana-babasına da yazılıyormuş. Günahları da yazılır mı? Kabil�in işlediği günahlardan babası Âdem aleyhisselama da yazılır mı?
CEVAP
Hadis-i şerifte (Bir Müslümanın evladı, ibadet edince, kazandığı sevap kadar, babasına da verilir. Bir kimse, çocuğuna günah öğretirse, bu çocuk ne kadar günah işlerse, babasına da o kadar günah yazılır) buyuruldu. Günah öğretmeyen Hazret-i Âdem'e, kardeşini öldüren Kabil�in günahı yazılmaz. Günahkârların günahları, başkasına da yazılmaz. Hadis-i şerifte, (Hiç kimse diğerinin günahını çekmez) buyuruldu. (Hakim)

Kur'an-ı kerimde aynı manada çok âyet vardır:
(Hiçbir günahkâr, diğerinin günahını çekmez.) [Enam 164]
İnsanları sapıtanlar, sapıklıkta önder olanlar, kendi günahlarını yüklendikleri gibi o kimselerin günahlarını da yüklenirler. (Nahl 25-Beydavi)

Bir kimse, bir iyiliği yapmaya gücü yetmiyorsa, o iyiliğin yapılmasına sebep olursa, o iyiliği yapmış gibi sevap kazanır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hayra delalet eden [yol gösteren, sebep olan] o hayrı yapan gibi sevaba kavuşur.) [Beyheki]

Müminlerin ihlasla yaptıkları iyi işlerin sevapları kıyamete kadar onların amel defterlerine yazılır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin öldükten sonra, 7 amelinin sevabı kabrinde de kendisine yazılır. Bunlar: 1- İlim öğretmek, 2- Çeşme yapmak, 3- Su kuyusu kazmak, 4- Hurma ağacı dikmek, 5- Cami yaptırmak, 6- Mushaf bırakmak, 7- Ölümden sonra kendine istiğfar edecek salih evlat bırakmak.) [Ebu Davud]

Sual: Küçük çocukların ibadetlerinin sevapları ana-babasına da verilir mi?
CEVAP
Çocuğun yaptığı iyiliklerin sevabı kendisinedir. Ana-babasına, öğretme ve yaptırma sevabı verilir. (Bezzâziyye)

Şahısların sünneti
Sual:
"Yalnız Peygamberin sünneti olur. Âlimlerin sünneti olmaz" deniyor. Mesela, Hazret-i Ömer�in sünneti denir mi?
CEVAP
Sünnet, yol, çığır demektir. (Sünnetullah), Allah�ın sünneti, Allah�ın yolu demektir. (Sünnet-i Resulullah), Resulullahın sünneti, Resulullahın yolu demektir. Resulullahın yolu, Allahü teâlânın yolundan ayrı olmadığı halde, Resulullahın sünneti dendiği gibi, Peygamber efendimizin yolundan ayrı olmayan her sahabinin de sünneti olur. (Hazret-i Ömer�in sünneti), (Hazret-i Ali�nin sünneti) demek caiz ve gerekir. Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Sünnetime ve Hulefa-i Raşidinin sünnetine sımsıkı sarılın!) [Ebu Davud]
Hazret-i Ömer, hulefa-i Raşidindendir. Bu hadis-i şerife uyarak (Hazret-i Ömer�in sünneti) denir. Hazret-i Ömer�in sünneti dendiği gibi, İmam-ı a'zam hazretlerinin sünneti veya (falanca âlimin sünneti) demekte de mahzur yoktur. Hatta bid'at ehlinin sünneti de (yolu, çığırı da) olur.

Hidayete sebep olan Cennetliktir
Hidayette olmak ve insanları hidayete davetin önemi büyüktür. Emr-i maruf ve nehy-i münker farzdır. Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edip iyi işler yapan, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç, insanlar zarardadır.) [Asr 2,3]

(Sizin içinizde, insanları hayra,
[edille-i şeriyyeye = dört delile uymaya] davet eden ve iyiliği emredip kötülükten [Dört delile muhalefetten] men eden bir cemaat bulunsun. İşte Onlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Al-i İmran 104]

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Tahsilsiz ilme, rehbersiz hidayete kavuşmak isteyen, boş şeylerden yüz çevirsin!) [İ. Gazali]

(İbadetlerini ihlas ile yapanlara müjdeler olsun! Bunlar hidayet yıldızlarıdır.) [Ebu Nuaym]

(İmamlar
[önderler] hadi ve mehdi olduğu sürece, insanlar dal ve mudil olsa da asla helak olmaz.) [Hatib] (Hadi = doğru yolu bulmuş, hidayete ermiş, Hidayet yolunu gösteren, mürşid, Mehdi = hidayete vesile olan, hidayete getiren. Dâl = sapık, mudil = saptıran)

(Esselamü ala menittebeal hüda = Hidayete uyana, hak yolda olana selam olsun.)
[Nesai]

(Ya Rabbi, bizi hidayetten sonra, başkalarının hidayetine vesile olanlardan eyle.) [Buhari]

İnsan yaratılışta; hidayet ve dalalet olmak üzere iki taraflıdır. Ona hidayeti tanıtmak için bir rehbere veya bir üstadın kitabına ihtiyaç vardır. Hidayet çok kıymetli olduğu gibi, hidayete sebep olmak da çok kıymetlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Senin vasıtanla Allahü teâlânın bir kişiye hidayet vermesi, senin için üzerine güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.) [Taberani]

(Bir kâfirin hidayetine sebep olmak, kızıl develere malik olmaktan iyidir.)
[Buhari, İ. Ahmed]

(Bir insanın hidayetine sebep olan [Onu ehl-i sünnet yapan] muhakkak Cennete girer.) [Buhari]

(Bir Müslüman, arkadaşına, hidayetini arttıracak veya onu tehlikeden kurtaracak hikmetli bir sözden daha iyi bir hediye veremez.)
[Ebu Ya�la]

(Kim, hidayete
[Ehl-i sünnete] davet ederse, o yola girenlerin bütün sevapları ona da yazılır, diğerlerinin ecrinden bir şey eksilmez. Kim de, sapıklığa davet ederse, o yola girenlerin günahları, ona da verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Tirmizi]

(Haktan bâtılı veya hidayetten dalaleti red gayesi ile, ilim öğrenmek için yola çıkan kimse, kırk yıl ibadet eden bir abid gibi ecir alır.)
[Deylemi]

Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını başkalarına vermek de, hidayete sebep olmak gibi sevaptır. Hatta kitabı alan, o kitapla amel etmemiş olsa, dalalette kalsa bile, kitabı veren niyetine göre onu hidayete kavuşturmuş gibi sevap alır. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Hayrın yolunu gösteren onu işleyen gibidir.) [Ebu Davud, Tirmizi]

(Emr-i maruf ve nehy-i münker ederken ölen şehiddir.) [İ. Asakir]

(Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda cihada verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Cihad sevabı da, emr-i maruf ve nehy-i anilmünker
[dinin emir ve yasaklarını öğretme] sevabı yanında, denize nispetle bir damla su gibidir.) [Deylemi]

Yol gösteren yapan gibidir
Sual: Kur�an-ı kerimde iyi işe aracılık edene bir pay verileceği bildiriliyor. Bu bir pay ne kadardır?
CEVAP
Kur�an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İyi ve kötü işe aracılık eden ondan bir pay alır. Allah her şeyin karşılığını verir.) [Nisa 85]

(Allah, zerre kadar iyiliğin sevabını da kat kat artırır ve ayrıca büyük mükafat verir.) [Nisa 40]

(Bir iyilik yapana on misli verilir; bir kötülük ise misli ile cezalandırılır; hiç kimseye haksızlık yapılmaz.)
[Enam 160]

Peygamber efendimizin bu konudaki hadis-i şeriflerinden bazıları şöyledir:
(Hayra delalet edene [yol gösterene], o hayrı işleyen kadar sevap verilir.) [Buhari]

(Hayra delalet eden onu yapan gibidir.) [Ebu Ya�la]

(Kötülüğe delalet eden onu yapan gibidir.) [Deylemi]

(Doğuda biri öldürülür de, batıda olan buna razı olursa, öldürme günahına ortak olur.)
[İ. Gazali]

(Dua edenle âmin diyen, Kur�an okuyanla dinleyen, hoca ile talebe sevapta ortaktır.) [Deylemi]

(Dinimizde iyi bir çığır açana, bunun sevabı ile bununla amel edenlerin sevabı verilir, o çığırda
[o yolda] gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Kötü bir çığır açana da, bunun günahı ile, bununla amel edenlerin günahı verilir, o yolda gidenlerin günahından da bir şey eksilmez.) [Müslim]

Bu hadis-i şeriflerden, iyi veya kötü bir işe aracılık edene, o işi yapan kadar sevap veya günah verileceği anlaşılmaktadır. Ancak aynı iyiliği yapan aynı sevaba kavuşamaz. İnsanların durumlarına göre de değişir. İhlasına ve imanının kuvvetine göre değişir. Gençlikte veya ihtiyarlıkta, rahat veya sıkıntılı durumlarda daha az veya daha çok sevap alır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin bir avuç kadar arpa sadakasının sevabına kavuşamaz.) [Buhari]

(Fitne zamanında yapılan ibadet, benim yanıma hicret etmek gibi çok sevaptır.)
[Müslim]

(Fitne fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışana yüz şehid sevabı verilir!) [Hakim] (Çünkü fitne fesat zamanında İslamiyet�e uymak, kâfirlerle savaşmak gibi güç olacaktır.)

(Rabbiniz, rahimdir. Bir iyilik yapmak isteyip de yapamayana, bir sevap verir. Yapana, on mislinden 700 misli veya daha fazla sevap verir. Kötülük yapmak isteyip de yapmayana bir sevap, yaparsa bir günah yazar, dilerse onu affeder.)
[Taberani]

Demek ki iyilik yapana veya iyiliğe aracı olana ondan yedi yüze kadar, hatta duruma göre daha çok sevap veriliyor. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:.
Gençlikte, şehvetin, asabiyetin kapladığı anlarda, İslamiyet�in bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok üstün ve kıymetli olur. [Hele başka maniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak Allahü teâlâ bilir.] Çünkü, engeller karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Engel olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. Bunun içindir ki, insanların yüksekleri, meleklerin yükseklerinden daha üstün olmuştur. Çünkü insan, engeller arasında ibadet ediyor. Melekler ise, engel olmadan emre itaat ediyor. Savaşta, askerin kıymeti artar ve savaşırken ufak bir hizmetleri, barış zamanındaki büyük gayretlerinden daha kıymetli olur. (3/35)

İlim öğrenmek ve öğretmek
Sual:
Ehl-i sünnete uygun bir din kitabını başkasına hediye edince bize de sevap olur mu?
CEVAP
Evet çok sevap olur. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Bir kimse amel etmese de, ilimden bir mesele öğrenirse, bin rekat [nafile] namazdan efdal olur. Eğer öğrendiği ilim ile amel eder veya bunu başkasına öğretirse hem bunun sevabını alır, hem de kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabını alır.) [Hatib]

(Din kardeşine, öğretilecek ilimden daha faziletli olan sadaka yoktur.)
[İbni Neccar]

(En üstün sadaka, ilim öğrenmek, sonra da onu başkasına öğretmektir.) [İbni Mace]

Muteber bir kitap vermek de o ilmi başkasına öğretmek olur. İyiliğe vesile olan o iyiliği yapmış gibi sevap kazanır. Bunun aksi de, yani bozuk bir kitabı başkasına verip onun itikadını da bozmak çok veballidir. Bu sefer günaha ortak olur.

İki kat azap
Sual:
Araf suresinde, (İki kat azap veriliyor) deniyor. Niye normal ceza değil de iki kat?
CEVAP
Tefsirlerde iki kat azaptan maksat şöyle bildiriliyor:
Hem kendi küfürlerinden dolayı, hem de başkalarını saptırdıklarından dolayı iki kat azap veriliyor. Onlara uyanlar da hem kâfir olduklarından, hem de sapık bir lideri körü körüne taklit ettiklerinden dolayı iki kat azaba maruz kalacaklardır. (Beydavi)
   
Senden Önce 225 ziyaretçi (335 klik) Kişi Buradaydi.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol