|
Türkiye'nin En Büyük
İslam Ansiklopedisi
Olma Yolunda Hızla Gelişen Bir Sitedir.
İslam Ansiklopedisi 2008 - 2021 ©
|
Haritanın, en beyaz noktasına, kan, düştü
Kırıldı, kırıldı adaletin kılıcı; kalkan, düştü,
Mahkumlar yargılıyor; hakimler, mahkum şimdi,
hakların temeline sanki bir volkan, bir volkan, düştü,
Firakınla, kavrulur çölde, kum, taneleri
Ahuların içinde sevdan, akkor gibidir,
Erdemin, bereketin, doldurur haneleri
Sensiz hayat toprağın, toprağın sırtında ur gibidir
Şemsiyesi altında, yürürsün bulutların,
Sensiz, yükü zehirdir, en, güzel, imbatların,
Devlerin, esrarını, aynalara sorsaydım,
çözülürdü, zihnimde buzlanmış düşünceler,
Okşadığın,
bir parça kumaş,
bir parça kumaş da ben, ben olsaydım…
Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü
İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer
Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü
Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini
Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
Yıldırımlar parçalar çirkefin gölgesini
Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir
Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından
Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından
Madeni arzuların ardında seyre daldım
Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
Senin için görülen bir düş de, bir düş de ben, ben olsaydım,
Şehirler, kabus dolu; köylere duman düştü
Tersine döndü her şey sanki; sanki asuman düştü
Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali
Hazindir ki,
dertleri aşmaya umman, umman düştü,
Ayrılığın,
bağrımda büyüyen, bir yaradır
Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
Sensiz, doğrular eğri, beyaz bile karadır,
Sesini duymayanlar, girdabında boğulur
Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin,
Şaşkınlığa açılır,
açılır gözleri, açılır görmeyenin,
Saatlerin ardında, hep, kendimi aradım
Bir, melal zincirine, takıldı, parmaklarım
Yeryüzünde,
seni bir görmüş,
bir görmüş de ben,
ben olsaydım..
Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
Sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü
Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü
Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
Mekanın fırçasında solmayan resim senin
Yağmur, bir gün elimi ellerinde bulsaydım
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş, bir gülmüş de ben, ben olsaydım,
Tavanı çöktü aşkın; duvarlar, üryan düştü
Toplumun gündemine, koyu bir isyan düştü
İniltiler geliyor doğudan ve batıdan
Sensizlikten bozulan dengeye,
dengeye ziyan düştü,
Islaklığı, sanadır, ahımın, efganımın
İçimde, hicranınla, tutuşuyor nağmeler,
Sendendir,
sendendir eskimeyen cevheri efkarımın,
Nazarın,
ok misali, karanlıkları deler,
Bu değirmen seninle dönüyor;
ahenk senin
renkleri birbirinden ayıran mihenk,
mihenk, senin,
Bir, hüzün ülkesine, gömülüp kaldı adım,
Kapanıyor,
kapanıyor yüzüme aralanan kapılar,
Sana hicret eden bir Kureyş,
bir Kureyş de ben, ben, olsaydım,
Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü
Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü
Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü
Nefesinle yeniden çizilecek desenler
Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek
Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler
Anneler çocuklara hep seni içirecek
Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin
Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem gümüş,
bir dirhem gümüş de ben, ben olsaydım,
Kardeşler arasına, heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın,
İnsanlık bahçemize sensizlikte hazan,
hazan düştü,
Yağmur,
Yağmur seni bekleyen bir taş da ben, ben olsaydım
Çölde, seni özleyen, bir kuş da, ben, olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım,
Sana, sana sırılsıklam bir bakış da, ben, olsaydım
Uğrunda, koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahira'dan süzülen, süzülen bir yaş da, ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da, ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de, ben olsaydım,
Yeryüzünde, seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım,
Sana hicret eden bir Kureyş de, ben, ben olsaydım,
Damar damar,
damar damar seninle, hep seninle, dolsaydım
Batılı yıkmak için,
kuşandığın kılıcın kabzasında, bir dirhem gümüş,
bir, dirhem gümüş de ben,
ben olsaydım, ben olsaydım …
(O'na, Gözlerime Yağan Yağmura)
Şiir : Nurullah GENÇ
Yorum: Ayhan UÇAR - Aysun ASAR
Kayıt : TGRT FM
|
|