İslam Ansiklopedisi - Namaz ve Biz - selami bey
   
Menü
  Ana Sayfa
  İletişim
  Yorum Ve Görüşleriniz
  Burdayiz
  Bize Destek Olun
  DOSTLARIMIZ
  Anket
  Ahir Zaman
  Al-i İmran Suresi
  Allah'tan Korkmak
  Allah'ın 99 İsmi
  A'raf Suresi
  Ashab-i Kehf
  Bakara Suresi
  BAS ÖRTÜSÜ
  Bediuzzaman Said Nursi
  Berat Kandili
  Büyük Günahlar
  Cennet Ve Cehennem
  Cinler
  Dinimiz
  Din Eğitiminde İnsanın Merkezileşmesi
  Din Ve İnsan
  El Zinasi
  Esmâül Hüsnâ
  Evreni Allah Yarattı
  Evrenin Ölümünün Ardından
  Esmaül Hüsnanin Önemi
  Esma-i Hüsnâ'dan Esintiler
  Esnaül Hüsna Faziletleri - Faydalari
  Esmaül Hüsna (Geniş Anlamlı)
  Esmaül Hüsna Zikirleri
  Filistine Destek İHH
  Filistine Destek K.Y.M
  Kiyamete Dogru
  Günün Konusu
  Site Haritasi
  Soru Cevap
  Şiirler
  Risale-i Nur
  Resim Galerisi
  İlahi Oku
  Peygamberlerimiz
  Gusül Ve Abdest
  Islamda Kadın ve Erkek
  Mezhebler
  Mucizeler
  ViDEOLAR
  SiiR
  Namaz Hakkında
  Namazın Edebi
  Namaz Vakitleri
  Namaz ve Sağlık
  Namazlar ve Niyet
  54 FARZ
  Zina Ve Çeşitleri
  Zinanin Kötülüğü
  Zina Ve Dünyevi Azabi
  Zinanin Uhrevi Azabi
  Göz Zinasi
  Göz Zinasi 2
  Gıybet
  Zulüm
  Kibir
  Kızmak
  Şehvet
  Haram ve Şüpheli Yemek
  Kur'an Ve Önemi
  Yunus Suresi
  Fil Suresi
  Kureyş Suresi
  Kuranin Önemi
  Kur'anin İnişi
  İnsan
  İbadetin Önemi
  Nefis
  Ölüm
  Oruç Ve Çeşitleri
  Oruçlarda Niyetin Vakti
  Orucu Bozan Şeyler
  Farz Oruçlar
  Oruç Çeşitleri
  Mübarek Aylar,Günler ve Geceler
  Kadir Gecesi
  Recep Ayı
  Regaib Gecesi
  Miraç Kandili
  Şaban Ayı
  Ramazan Ayı
  Şevval Ayı
  Kurban ve Kurban Bayrami
  Muharrem Ayı ve Aşure Günü
  Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili
  Kıyamet
  Kıyamet Günü 1
  Kıyamet Günü 2
  Kıyamet Günü 3
  Hz. Mehdi
  İlahiler
  Karışık İlahi
 
  Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi
  Ilk Müslümanlar
  Islam Tarihimiz
  Resimli Namaz Anlatimi
  Islam Alimleri
  Kabe
  Nasihatlar
  HlCRET
  Kuran Ögreniyorum
  DuaIar
  Ahlak Bilgileri
  Besmele Kampanyasi
  Tevhidisohbet
  Sahabaler
  Hadisler
  Osmanli Padisahlari
  Türkiye il ve ilçeler
  İl İl Namaz Vakitleri
  il il imsakiye - İftar Vakitleri
  Güzel Sözler
  Dursun Ali Erzincanlı
  Şifali Bitkiler
  ilmihal
  Unutulan Sünnetler
  İslami Resimler
  Salavat
  Bilim
  Ramazana Özel
  Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
 
  Bediüzzaman Said Nursi Hayati
  Sözler
  Mektubat
  Lemalar
  Şualar
  Hür Adam Bediuzzaman Said Nursi - Fragman
 
  Atatürk
  Ödevler
 
  Teknoloji
 
  Google
  Faydalı Siteler
 
  Facebook
  Reklam

 



"O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haşr-24)"

 
ALLAH
(Uluhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplayan İsm-i Azam)

RAHMÂN
(Bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden)

RAHÎM
(Çok merhamet eden, nimet veren)

MELİK
(Bütün kainatın tek sahibi ve mutlak hükümdarı)

KUDDÛS
(Hatadan, gafletten ve her eksiklikten münezzeh)

SELÂM
(Esenlik veren, kullarını selamete çıkaran)

MÜ'MİN
(Gönüllere iman ışığını veren, vaadine güvenilen)

MÜHEYMİN
(Kainatın bütün işlerini gözetip yöneten)

AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip)

CEBBÂR
(İradesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan)

MÜTEKEBBİR
(Her şeyde büyüklüğünü gösteren)

HÂLIK
(Büyün mevcudatı takdirine uygun şekilde yaratan)

BÂRİ'
(Bir model olmaksızın canlıları yaratan)

MUSAVVİR
(Her şeye şekil ve özellik veren)

GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan)

KAHHÂR
(Her şeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim)

VEHHÂB
(Karşılık beklemeden bol bol veren)

REZZÂK
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren)

FETTÂH
(Zorlukları kolaylaştıran ve iyilik kapılarını açan)

ALÎM
(Herşeyi çok iyi bilen)

KÂBID
(Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan)

BÂSIT
(Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan)

HÂFID
(Alçaltan, zillete düşüren)

RÂFİ'
(Yukarı kaldıran, yükselten)

MUİZ
(Yücelten, izzet ve şeref veren)

MÜZİL
(Alçaltan, zillet veren)

SEMİ'
(Her şeyi işiten)

BASÎR
(Her şeyi gören)

HAKEM
(Son hükmü veren)

ADL
(Mutlak adalet sahibi, çok adaletli)

LATÎF
(Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip, sezilmez yollarla karşılayan)

HABÎR
(Her şeyin iç yüzünden haberdar olan)

HALÎM
(Acele ile ve kızgınlıkla muamele etmeyen)

AZÎM
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

GAFÛR
(Bütün günahları bağışlayan)

ŞEKÛR
(Az iyiliğe çok mükafat veren)

ALÎ
(İzzet, şeref ve hükümranlik bakımından en yüce, aşkın)

KEBÎR
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan)

MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)

HASÎB
(Kullarının her yaptığını bilen, onları hesaba çeken)

CELÎL
(Azamet sahibi)

KERÎM
(Lütuf ve keremi çok bol ve çok geniş)

RAKÎB
(Büyün varlığı gözetleyip, kontrol eden)

MÜCÎB
(Dualara karşılık veren)

VÂSİ'
(İlmi ve merhameti herşeyi kuşatan)

HAKÎM
(Bütün emirleri ve işleri hikmetli olan)

VEDÛD
(Kullarını çok seven, sevilmeye gerçekten layık olan)

MECÎD

Türkiye'nin En Büyük
İslam Ansiklopedisi
Olma Yolunda Hızla Gelişen Bir Sitedir.
İslam Ansiklopedisi 2008 - 2021 ©

Bulud Garaçorlu Sehend

(Meraga, 1927 - Tahran, 1979)

Güney Azerbaycan'ın Merağa şehrinde yoksul bir ailede dünyaya geldi. İlk tahsilini Tebriz'de medresede almış, 1945-46 yıllarında "Millî azatlı" hareketine Azerbaycan Demokrat Partisi'nin genç-ler teşkilatının üyesi olarak katılmış ve İran halk-larının inkilapçı-demokratik mücadelesindeki faal hareketleri sebebiyle iki defa; 1946-47 ve 1951-53 yıllarında hapsedilmiştir.

Musaddık hükümetinin devrilmesinden bir kaç gün önce hapisten bırakılan şair, tekrar doğ-rudan doğruya mücadele sahnesinde yerini alıyor, sadece kendi halkının değil aynı zamanda Vi-etnam'dan taa İspanya'ya ve İspanya'dan Küba'ya kadar hürriyet mücadelesi için ayaklanmış bütün halkların kahramanlık ve şehitlik tarihinden sah-neleri şiirinde terennüm etmiştir.

Sehend, Şehriyar'la birlikte, Güney Azer-baycan'ın en görkemli şairlerindendir.

Edebî faaliyete millî istiklâl hareketini te-rennüm eden, istiklâl günlerinin acı-tatlı hatıraları olarak kaleme alınan "Xatire" ve "Araz" (1945-1950) şiirleriyle başlamıştır. İlk iri hacimli eseri "Haydar Babaya Salam"ın (Şehriyar'ın eseri) tesiriyle nazma çektiği "Dede Qorqud" boylarıdır. ("Deli Dumrul", "Buğraç", "Qanturalı", "Qaraca Çoban", "Tepegöz" vs.) Sonraları Sehend bu boyları bir yere toplayıp "Sazımın Sözü" (1965) ve "Dedemin Kitabı" (1971) adı altında bastırmıştır. Dört ciltten ibaret olan "Sa-

zımın Sözü"nün son iki cildi İran'da şairin ölü-münden sonra çıkıyor. Sehend'in şiirleri "Sazımın sözü" adı ile Ankara'da (1980) ve Baku'da (1984) neşr olunmuştur. Üstad Şehriyar'a ve Baku'daki şair dostlarına yazdığı manzum mektuplar "Er-mağanlar", "Şallaq", "Sebir daşı", "Yasaq" şiirleri, aynı şekilde Farsça olarak yazdığı "Tebriz'e salam", "Oyan Semed" menzumeleri hürriyet ve va-tanseverlik ihtirası ile aşılanmıştır.

Şehriyar'la birlikte Sehend, İran'da ana dilli, inkilapçı-demokratik ruhlu Azerbaycan şiirinin 1950-70 yılları arasındaki en büyük hadisesini ya-ratmıştır. Şehriyar meşhur "Sehendiyye"sini sadece ona hasretmiştir. Doğma Azerbaycan Türkçesinin şiirde, matbuatta yaygınlık kazanmasında Se-hend'in hararetli şiirlerinin büyük rolü olmuştur. Şiir tarihimize, o millilik, halkçılık ve hürriyet şi-irini yaratanlardan biri olarak dahil olmuştur.

Bulut Sehend, 1979'da Nisan ayının 10'unda Tahran'da kalp hastalığı sebebiyle vefat etmiştir.

Kaynakça

1. Cenubdan sesler, Bakı, 1987.

2. XX esr Cenubi Azerbaycan edebiyyatmda demokratik ideyalar (1900-1985-ci iller). Meqaleler mecmuesi, Bakı, 1990.

3. Cenubi Azerbaycan edebiyyatı antologiyası,

4 dldde, cild 4. Bakı, 1994.

ŞİİRLER

(Sazınım sözü. Bakı, 1984, s.33-38,58-59)

HÜRMETLİ USTAD BÖYÜK ŞEHRİYARA

Bir elimde qelem/ bir elde kağız, Xeyalım boylanır damdan, divardan, Başımda yar bağın gezmek havası, Qapılar bağlıdır1, yol tapım? hardan3?

Hasarın dalında könül verdiyim

O yar bir bağ salıb, suyu bülülden4 (büllurdan),

Heyvası5 kehreba6, narı yaqutdan,

Tağı7 füruzeden, divan gülden.

Mavi eyvanında saz çalır8 Zöhre, Bürcünde yay çekib dayanıb9 Keyvan10, Layiqi varil giremi2 qesrine men de Qıllı papağımlan, smıqi3 sazımlan?

O, bu ehtişamla, bu temteraqla14 Qapısm üzüme15 açmasa ne var, Şahla reiyyetin16 sohbeti tutmaz, Men bir obalıyam, odur Şehriyar ı?.

Gerek rüsxet alam Heyder babadan18, "Yox" cavabı belke mene vermesin, Bir de Şehriyardan fermanım vardır, "Şair bir-birini olur görmesin?"

Yox, men de Sehendem20, başım ucadır21, içimde söymeyen eşq ateşi var. Mende sefası var güllü baharın, Başımı tutsa da qara buludlar.

Laleli, çiçekli çemenlerimde

Gelib yurd salsa da çoban-çoluqlar, Yalvarram22 sefamdan üz23 döndermesin, Şehriyara Iayiq Şahyurdum24 da var.

Könlüm havasıyla qol-qanad acır,

Qaf qalasın25 almaq - deye ucalır26, Qalxdıqca boy atır daş-divarlar da, Alıcı terlanım27 yorulur, qahr.

Divarlar, divarlar, polad28 olsaz da, Almaz29 mişar30 ollam31, kesib biçerem! Külüngün borç allam Ferhad babanın, Bisütun olsaz da, çapıb32 keçerem!

Divarlar, divarlar, yol verin keçim, Vulkanam, nefesim tufan qoparar33. Buludam, sallansa qaşım-qabağım34, Ağlaram, alemi seller aparar35.

Bir elimde od var, bir elimde su, Bir üzüm qara qış, biri bahardır, Dosta, istekliye isti36 qoynum var, Düşmana baxışım şaxtadır37, qardır.

İçimde boğulur dadım, harayım38, Ne divar hayıma hay verir, ne yar, Ne daşdan ses çıxır, ne de qardaşdan, Sanki boşluqlarda itir3? dalgalar.

Bilmirem, belke de bu bir xeyaldır, Ya da ki, sehrdir meni aldadan, Deyirler dilberim büllur qesriııde Dardadır, asılıb tepe saçından.

Sehendi qorxutmaz ne saray, ne sehr, "Mehebbet" deyilen bir efsunu var, Hem ismie'zemdir40, hem ismişebdir41, Bağlı qapıları üzüne42 açar.

Açılın, açılın, bağlı qapılar, Mehebbet namine, istek namine! Eriyin, tökülün, demir qıfıllar43, Könül xatirine, ürek namine!

Gelir qulağıma iniltileri, "Burda bir şir darda qalıb, bağırır", Doğrudan da men bir "mürüvvetsizem". Qardaşım dardadır, meni çağırır.

Çekilin, çekilin, yol verin keçim, Üreyim alışıb, alov saçaram! Şehriyar boynuna zencir vuralar^ Çeynerem, gemirrem44, dartıb açaram!

İşleyir qoluma demir paxlalar45, Zencir cjıcıqdırır, sancır etimi. Can qardaş, helelik bağışla meni, Deyesen unutdun esaretimi.

Eziz Şehriyarım, bağışla meni, İncime, darılma,.fikrin hardadır? Mürüvvetsiz deyil senin qardaşın, Ancaq senin kimi o da dardadır.

1. kapalıdır, kilitlidir 2. bulayım 3. ııerden 4. billürden, kristalden 5. ayvası 6. kehribar, "sarı renkli" 7. yaprağı 8. çalar, çalıyor 9. durup 10. ziihal: Satürn gezegeni 11. yakışır mı? 12. gireyim 13. kırık 14. tumturak: tantana, gösterişle 15. yüzüme 10. halkın tebaanın 17. Şehriyar: padişah burada şehriyar kelimesi tanyeli kullanılmıştır 18. Haydar Baba: Hem Tebriz civarındaki bir dağın adı, hem de Şehriyar'ın Rahim Bey'e mektup adlı manzumesinden alınmıştır. Aslı "Şair bir-birini olur görmesin" şeklindedir 20. Sehend: Güney Azerbaycan'da bir dağın adı ve aynı zamanda şairimizin mahallesi 21. yücedir 22. yalvarırım 23. yüz 24. şahyurdu: Sehend dağının eteklerindeki bir yayla 25. Kaf kalesini, efsanevi Kaf dağı 26. yücelir, yükselir 27. Terlan yırtıcı, avcı, kıymetli bir kuş: Doğan, şahin 28. çelik 29. elmas 30. bıçkı, testere 31. olurum 32. kesip, kazıp, atlayıp 33. koparır yüzünün aldığı şekil 35. götürür 36. sıcak 37. soğuktur, ayazdır 38. çığlığım, imdat haykırışım 39. kaybolur 40. İsm-i A'zâm: Allah'ın Kur'an'ı Kerim'de geçen en büyük ismi 41. gecenin adı, parola 42. yüzüne 43. kilitleri 44. ısırırım 45. halkalar

Özün demedin ki, bizim ellerde "Vekil müavekkilin xercini1 çeker?" Ana - eşq ocağı sönmesin - deye, Üreyin erider, çırağa töker.

Her yanı bilmirem, bizim diyarda Heç de xeyal deyil dostluq, mehebbet, Ancaq işıq saçan istis güneş de Be'zen bulud altda gizlenir, elbet.

Ne bilim, belke de, sultanım qardaş, İşin eybi3 bizim özümüzdedir. Hemin bu ilqarın4 düşkünüyük biz, Günah yadda deyil, günah bizdedir.

Bir ovuc kelekbaz5, qumarbaz ilen Pakibaz olmuşuq, pak uduzmuşuq6. Merd iken namerde rehm eylemişik, İndi namerdlere möhtac olmuşuq.

Dövletliye saxsı lazım olanda Vurub sındırmışıq7 öz kuzemizi, Çıxdığımız qım beyenmemişik, Biz eli8 atmı__________şıq, el atıb bizi.

Elimize ne gün ağlamışıq biz? Bağın9 şaxta10 vurub, bostanın yarıb El bize neylesin, ne gün ağlasın? Ağzı uçuqlayıb, dili bağlanıb.

İndi olan olub, keçeliler keçib, Calanan11 su bir de kuzeye dolmaz! Daldan12 atılan daş topuğa deyer, Göz yaşı tökmeklen yara sağalmaz!

Bu gün men Sehendem, sen Şehriyarsan, Gel başın ucaldaq13 qoca Tebrizin, Bir kere yadların daşım ataq,

Çekek qayğısını öz elimizin.

Vefasız güllerin üstünden uçaq, Qonaq14 sedaqetli el qucağına, Sönmez eşqimizden bir peyvest salaq15 Elin şaxta vurmuş16 gül-budağına.

Şairim, dünyanı nece görürsen17, Duz yeyib, duz qabm saldıranlar18 var. Qedirbilen yara can qurban ele, Qedir bilmeyene heyifdir19 ilqar20.

Özge çırağına yağ olmaq besdir21, Doğma ellerimiz qaranlıqdadır. Yanıb, yandırmayaq yadın ocağın, Evimiz soyuqdur, qışdır, şaxtadır22.

Demirem yanmayaq, alovlanmayaq, Yanmasın, neylesin yazıq pervane?! Yanmayaq vefasız yarın oduna, Yanaq elimize, yanaq vetene!

Bir yerde qalmaqdan danldıq, olduk, Doğma yurdumuzu dolanaq, gezek, El ilen ağlayaq, el ilen gülek, İncimizi veten sapına düzek!

O eziz diyarda, doğma seherde Şairi coşduran sehneler çox var. Nisgilleri23 çoxdur derdli Tebrizin, Biri sen özünsen, eziz Şehriyar!

Borç altda yaşamaq yamandır, qardaş, Borcluyuq, borcluyuq hem men, hem de Gör ne ruzigarda, gör ne gündedir Şehriyar besleyen bu el, bu veten!..

Çekek şe'r topun, haydi, qardaşım, Sen Hey der babaya, men de Sehende, Şairin silahı neğmedir, sözdür, Neğmemiz yayılsın sehere, kende.

Yazaq, her misramız bir bayraq olsun, Heqiqet bayrağı, zefer bayrağı! Parlasm mayaqtek24, yansın çıraqtek25 Gelecek mayaqı, ümid çırağı!

İndilik zeif bir damla olsaq da, Süzülek, yığılaq, göl olaq, axaq Qarışıq çaylara, daşqın sulara, Derelerden keçek, denize çataq2(.

Şıltaq lepelere27 qoşulaq, coşaq, Süzek dalgalarda sonalar kimi, Gün vursun, yağışlı buluda dönek, Uçaq, havalanaq durnalar kimi!

Essin üstümüze soyuq külekler28, Bozaraq, tutulaq, qaralaq, yağaq! Sel olaq, ağnayaq29 uca dağlardan, Yerli qayaları dibinden qazaq!

1. masrafını 2. sıcak 3. noksanlığı 4. ahd-sadâkat amaç 5. fırıldakçı 6. kaybetmişiz 7. kırmışız 8. halkı, ili 9. bağını 10. soğuk, don 11 dökülen 12 atkadan 13. yüceldik 14. kanadım 15. ası yapalım 16. don vurmuş, donmuş 17. nasıl görüyorsun 18. kıranlar I1), yazıktır, gereksizdi! 20 ahd, sadâkat 21 yeterlidir 22. dondur, soğuktur, ayazdır 23. acıları 24. kutup yıldızı 25. ateş gibi 26. ulaşalım 27. oynak tepelere 28. soğuk rüzgarlar 29. haykııarak

Dağlan qoparaq, dereler dolsun, Köpüklü suları calayaq1 düze, Yaşarsın qurumuş kollarm2 kökü, Baharı qaytaraq3 yetenimize!

Çaylara sedd vuraq, zulme hedd vuraq4, Haqdara5 tapşıraq haqqı her yerde! Qısır qumsallara cummasın6 sular, Zemiler7 göz göy e dikmesin bir de!

Kesek edavetin, kinenin kökün, "Eşqden yeni bir quruluş quraq!" Minek8 şehablara9, ildırımlara, Gedek ulduzlara, güneşe qonaq!

Seher bulağının10 arıdaq gözün,

İşıqlar qavnasın, xarraxar axsın!

Çhzınsın11 yalıncıq, çılpaq meşeler12,

Bu dağlar döşüne13 gül-çiçek taxsın!

Sehend de gül açsın, Heyder baba da. Üzerinde çadır qursun Şehriyar,

Baxaq çiçeklenen yurda, şe'r yazaq,

Şair de bextiyar, şe'r de bextiyar!

Şairim, yubanma14, yoldadır karvan,

Qulaq as, dünyada gör bir ne sesdir,

Bağrını sıx masın atılan toplar,

Qınlan - zencirdir, sınan1"' - qefesdir.

ELİMİN DAYAĞI YURDUMUN FEXRİıe

Heyder müellime^l *

Üstadım Vurgundan1» söz dilenerek Qoy bele başlayım şe'rimi nolar,

O dahi senetkar söylediyitek

"Men çocuq deyilem, xeyli yaşım var".

Ömrümde çox isti-soyuqlar görüb19,

Başımda bostanlar ekerken heyat20,

Çetinlikler menlen bacarammayıb21,

Yolumu kesemmez qara zülumat.

Her ağır dehşete men döze-döze22

Meslekdaş, vetendaş deyiben23 geldim. Ürek sandığını açmaqçın Size Sefer yarağım geyiben geldim24.

Dağlar boyda ağır derdi özümnen

Tebrizden Bakıya daşıdım,ancaq

Kimseye açmadım, ağır dözümnen25

Helelik lazımdır geri qaytarmaq26.

Taleden gileyli27 olmayam gerek, Ellerimi gördüm, gözlerim aydın! Nesibim olmadı, ancaq ne etmek?! İsterdim bakıda SEN de olaydın.

Hamıdan dinlerken vesfini Senin, Heyif ki, görüşmek qismet olmadı. Bisütunlar çapdım men Ferhad tekin2, Ancaq ki, su gelib arxa dolmadı.

Men isterdim doğma bir qardaş kimi

Oturub, eyleşib29-damşam Şenlen,

Bir meslekdaş kimi, bir yoldaş kimi

Söz-söhbet açaydım ana Yetenden.

1. dökelim 2. çalıların, ot yığınlarının 3. geri getirelim 4. zulme engel olalım 5. haklıya 6. akmasın 7. tarlalar 8. binelim 9. meteorlara, göztaşlarına 10. pınarının 11. ısınsın 12. ormanlar 13. göğsüne 14. gecikme, oyalanma 15. kırılan 16. halkımın dayanağı 17. Haydar Aliyev 18. Semed Vurğun'dan 19. iyi ve kötü günler görüp 20. hayat başıma dertler açarken 21. zorluklar benimle baş edememiştir, başa çıkamamıştır 22. katlana-katlana 23. diyerek 24. yolculuk silahını kuşanarak geldim 25. bu tahammül edilmesi zor dertten 26. geri dönmek 27. talihten şikayetçi 28. gibi 29. tokalaşıp

(*. 1974 yılında Azerbaycan Respublikasının rehberi Heyder Elirza oğlu Eliyeve yazılmış menzum mektub.)

"Sazımın sözü"nden parçalar

("Sazımın sözü", Bakı, 1984, s. 69-79)

DUXA QOCA OĞLU DELİ DOMRUL

Gecenin qoynunda vüqarlı1 dağlar Sanki ebedi bir yuxuya batmış, Dereler, tepeler, meşeler2, bağlar Dünyanın xeyrini, serini atmış3.

Qaranlıq gecenin mermuz4 siması

Hemi5 keder doğur, hem ürek sıxır, Qara ibhamların6 uçrum dünyası Kimseni büdredir7, kimseni yıxır.

Gecenin bağrında, güzelliklerde Bu şebeh8 görünür insan gözüne, Qaranlıq çekmişdir çaşdıran perde

Qan şeytanların qara üzüne.

Şeytan yaranmışı tanıtdıraraq,

Ezelden qarğamış9 geceni insan, Ocaqlar, meş'eller yaxmaqla ancaq Qaçmışdır geceden, qaranquluqdan.

Hele de, hele de bizim yerlerde Sade insanların andı "çıraq"dır.

Xalqm arasında, kendde, seherde Müqeddes yerlerin adı "ocaq"dır.

İşıqdandoğursa istilikîo, istek, Qaranlıqdan doğur soyuq, aldamş, Mehebbet axtarann insanlıq, demek,

Ona baş endirmiş, bunu qarğamış.

Qoy bunu söyleyim el Vurgunundan12: "Sanmayın meqsedim boş yaraşıqdır", Dalınca13 söylemiş o ölmez insan:

"Dünyada en böyük qüwet - işıqdır!"

Qara qış dünyanı berbad ederdi

Dalıyca yaz14 olub, yay olmasaydı,

Qaranlıqda insan elden gederdi

Güneş olmasaydı, Ay olmasaydı.

Gecenin qoynunda vüqarlı dağlar Sanki ebedi bir yuxuya batmış, Dereler, tepeler, meşeler, bağlar Dünyanın xeyrini, serini atmış.

Tala15 buludluqda süründükce ay İşıq dehreleri16 geceni biçir Geceden gırılmış sehneler lay-lay

Sınıq qoşun kimi qarşımdan keçir. Geceden qınlmış sehneler lay-lay

17 Sınıq qoşun18 kimi qarşımdan keçir. Çölleri bürüyen me'nalı sükut Be'zen lal dayanır19, gah20 dile gelir, Üfüqe baxdıqca men mebhut-mebhut21, Ele bil ki22, sükut meni sesleyir.

Bu çox ezemetli çağınşdır23, bax, Qulağın perdesi eşitmez sesin, Üreyin telleri hiss eder ancax Çölün pıçıltısın24, dağın nalesin.

Bu lal çağırışda25 qerinelerin26 Ölmez nalesi var, ölmez sesi var! Böyük esatirin27, efsanelerin Üreyi sehr eden28 zümzümesi var!

Her elin, obanın efsaneleri O elin ruhunu terennüm edir, Efsanevi eller suret çekeni29 Ellerin simasın tecessüm edir30.

Suret heqiqetden bir görüşdürse, Kim deyer surete heqiqetdi bu? Ancaq resm olunan her bir surete Şübhesiz, olmuşdur sebeb bir duygu.

1. vakarlı, heybetli 2. ormanlar 3. dünyanın hayrından da 4. gizli, rumuzlu 5. hem 6. şüphelerin 7. birilerini tökezletiyor 8. bu tarz, bu şekilde*9. beddua etmiş; lanetlemiş 10. sıcaklık 11. arayan 12. halkı çok sevenden. Vurgun: Samed Vurgun; Kuzey Azerbaycan'ın tanınmış şairlerinden. Tırnak içindeki mısralar da Vurğun'undur. 13. peşinden, arkasından 14. ilkbahar 15. geniş başlık 16. ağaç baltalarını 17. kat kat, tabaka tabaka 18. yenilmiş ordu 19. sessizce duruyor 20. bazen, arada bir 21. şaşkın şaşkın 22. sanki 23. davetler 24. kırın fısıltısını 25. sessiz davette 26. Qerine: 33 yıllık zaman dilimi; on yıllıkların 27. efsanelerin, mitolojinin 28. yüreği büyüleyen 29, efsanevî ellerin resmini yaptığı 30. yansıtıyor, canlandırıyor

Keçenler1 demişler: her heqiqetin Min iller sureti var, minler2 üzü var, Kimse ne baxışla baxarsa ona, Öz baxışı qeder heqqe yol tapar.

Bu kimi sözlerde vaqeiyyetin3 İzleri vardırsa, itginlik4 de var, İtgin tapa biler5 yolunu lakin, Demişler: "Dünyada axtaran tapar"6.

Heqiqet min üzlü7 olsa da eğer, Gedemmez8 günde min oynaşa ere, Özün heq bilmeyen yoxsa bir nefer9, Bir suzmani10 vermez ve'de min yere.

Heqiqet dediyin divanxanadan "Heq" deye qoyulan bir qerar deyil, Yaxud "hu" çağıran Eli Mövcuduni2 Serxoş başındaki xülyalar deyil.

Heqiqet xud haman13 vaqeiyyetdir, Eni var, boyu var, izi-tozu var. Zamandan qocaman, mekandan hündür14, Mekanla böyüyer, zamanla durar.

Bir de heqiqete tanış bir ürek,

Tanır sevgilisin her suretinde15, Men qol qoymayıram16 ürfana demek, Heqiqet var insan me'rifetinde.

Heqqin, heqiqetin bağçası her vax17 İnsanla gül acır, insanla solur. En böyük heqiqet insandır ancax, İnsansız heqiqet olsa, kor olur.

Lakin nedendirse bu gözel peri Be'zen yavrusundan qınr ülfetin, Deli Mecnun kimi gezir çölleri, Sanki unudammıri8 ilk mehebbeti.

Hele de sergerdan19 quş kimidir o, Ne bir yurd tapmışdır, ne de bir yuva, Gezir insanlığın başı üstünde, Qonur bu budağdan20 başqa budağa.

İnsan heqiqetin itiren21 günden Başı daşdan-daşa deyir her zaman, Seadet ceyranı qaçır önünden, Sıldırım22 yollarda qalır sergerdan23.

Azıb özlüyünden24 itgin düşenden25 Qurd kimi özünün qanını içir, Özünü axtanr26 bilmem nereden, Çalılar, tikanlar ayağın biçir27.

O öz suretini yada saldıqdan28 Bir çox efsaneler yaratmış be'zen, Axtarıb, yorulub, yolda qaldıqdan29, İndi özün gezir30 efsanelerden.

Efsane insanlıq sin-sin axtaran31 İdeal dünyanın tebessümüdür, Heyatda tecessüm tapıb-tapmayan32 Böyük arzuların terennümüdür.

Haqsızlıq dünyanı çulğayan zaman33, O, haqqa dayanmış, haqq axtarmışdır34, İsteksiz, ikjarsız35 bir ruzigarda36 O, eşqe uğramış, ilqar varmışdır.

İnsanın qüdretsiz, zeif çağında Qüdretli tanrılar yonub yaratmış, Be'zen de insana qanad vererek, Alıcı quş kimi göye çıxartmış.

Bir ülgü37 olmuşdur gahdan insana Esrlerden qalan efsane, rö'ya, Oxşayıb teselli vermişdir ona Her zaman darıxıb38 darda qalanda.

Odur ki39, insanlıq bir peri kimi Dağların başından bizi sesleyir. Be'zen de bürünür göyerçin donu40, Sahilsiz göylerden ümid dileyır.

Çölleri bürüyen me'nalı sükut Be'zen lal dayanır, gah dile gelir, Yollara baxdıqca men mebhut-mebhut Ele bil ki, sükut meni sesleyir.

1. geçmişler; eski kuşaklar 2. binlerce 3. hakikatin, gerçekliğin 4. kaybolmuşluk 5. yolunu bulabilir < arayan bulur 7. bin yüzlü 8. gülemez 9. bir kişi, bir ferd 10. çingene, afacan kız 11. divanda; sarayda 12. yüce varlıkların (İran'da) dervişlerin 13. sırf o, işte o 14. yüksek 15. her bir şeklinde 16. imza atmıyorum 17. her vakit 18. unutamıyor 19. avare, başıboş 20. daldan 21. kaybettiği 22. yalçın kayalık 23. avare 24. kendinden uzaklaşıp, kendi benliğini kaybedip 25. kaybettiğinden itibaren 26. arıyor 27. biçiyor 28. hatırladığından dolayı 29. kaldığı için 30. kendisini arıyor 31. insanlığın sessiz sessiz aradığı 32. hayattı biçimlenip biçimlenmeyen, hayatta görünüp görünmeyen 33. haksızlığın dünyayı bürüdüğü zaman 34. doğruluğu, hakkı aramıştır 35. ahdine sadık olmayan 36. bir zamanda 37. ideoloji, ülkü 38. sıkılıp, sıkıntılı hâlde olup 39. işte onun içindir ki 40. güvercin donuna girerek

Şebehle1 doldurmuş gece her yanı, Men de qoşuluram bu şebehlere, Gezirem sergerdan2 dağı, ormanı, Cumub3 baş çekirem4 bütün her yere

Hardasa5 gecenin qara eteyi Od tutub şö'leli-şö'Ieli yanır, Harda işıq olsa, tapar üreyi6, Könül istekleri her donda7 tanır.

Qelbimi aparır8 ondaki cezbe,

Yüyürürem9 onun ardınca men de, Zulmete batandan men de, ürek de Sürünürük harda işıq görende.

Çatırıqio böyük bir düzengahlığa11, Çemenler şenlenir, çeşmeler axır, Köçünü salmışdır ağır bir oba, Meş'eller geceni yandırır-yaxır.

Aralıqda böyük dövran qurulmuş,

Bilmirem toydursaiz, yoxsa qonaqlıq,

Erenler, qadınlar qat-qat oturmuş,

Arada dolanır qocaman aşıq.

Aşıq çömçesini ingildederek13, Gezir perdelerde efsunkar eli, Teller titredikçe titreyir ürek, Her kesin canlanır eşqi, emeli.

Neğmeler terlan tek qanadlandıqca Könül de ardınca qol-qanad acır, Havalar göylere havalandıqca

Xeste könüllerden derd qem qaçır.

Bilmem ne sirrdir, aşığın sesin

Eşiden ürekde qalmaz ixtiyar,

En kiçik yaşımdan aşıq neğmesin

Eşiden zamanlar tüküm biz durar14.

Hele de bilmirem bu ses, bu neğme

Hansı dünyalardan baş ahb gelir,

Nesim yelleritek döyende qelbe,

Bedenim dincelir15, ruhum yükselir.

Özüm de bilmirem harada, haçan16

Ruhum bu alemden aşnalıq tapmış,

Ancaq bilirem ki, uzan zamandan

Könlüme doğmadır, qelbime tanış.

Aşıq deyişerek sazının sesin, Gülür gözlerinde şenlik, heyecan Baxışı andırır ölmez hevesin, Sanki indi gelir o dünyalardan.

Dişi aslan, qoç igidler Qulluğuna söyleyim men, Bu ellerin, obaların, Ataların, babaların Geldiyinden, keçdiyinden, Heq badesin içdiyinden.

Bu torpaqda, bu diyarda Esrlerden esrlere Elsizleri talamayan, Tüpürdüyün yalamayan, Dillerine yalan gelmez, Haq yolundan üz çevirmez, Zülmkara17 boyun eymez, Dalışını düşmen görmez Dişi aslan, qoç igidler Qaflan kimi yuva salmış, Cidasını18 yere çalmış. Bu dağların, yaylaqların, Ceyranqaçar ovlaqlarm19 Torpaqları qarışıqdır Babaların torpağıylan. Daş-çınqıllı20 yatağında Güzgü21 kimi qeltan-qeltan22 Köpüklenib daşğın axan Bu çaylann üzerinden Merd igidler bu gün, dünen Bedov atın23 çapızdırmış24, Düşmanları töküb qırmış.

Yadlar bize kec baxanda25, Axar sular qan axanda Papağını eyri qoyan Bu sıldırım26 qayaların Dalışında27 minler28 aslan Pusqulara sinib, yatıb, Ox sıçradıb, tüfeng ahb.

1. oyunla, benzeyişlerle 2. avare 3. dalıp; içine karışıp 4. ziyaret ediyorum, uğruyorum 5. neredeyse 6. yüreği bulur 7. her bir surette, her ne halde olursa olsun 8. alıp götürüyor 9. koşturuyorum 10. ulaşıyoruz 11. düzlüğe 12. düzgün müdür 13. sazını dillendirerek 14. tüylerim diken diken olur 15. dinleniyor 16. nerede, ne zaman 17. zalime, zulmedene 18. mızrağını 19. av yerlerinin 20. taşlı kumlu 21. ayna 22. yumru yumru 23. çok güzel, kuheylan atını 24. koşturmuş, dört nala sürmüş 25. eğri gözle baktığında 26. yalçın 27. arkasında 28. binlerce

Dişi aslan bizim ana

Emzik vermiş ner1 oğluna, Xemir yaymış, çörek yapmış, Qoyun sağmış, inek sağmış.

Arxalanmış öz erile, O, yaradan ellerile Toxumuşdur rengli gebe2, Ehsen olsun3 bizim debe4!

Gözelleri ince-ince,

Göz inanmaz görmeyince. Üreklere düğün salan, Könül verib, könül alan, Derin istek, dönmez ilqar5 Onlardandır bir yadigar. Güneşden tez yerden duran, Dağlar üste çadır quran, Su suvaran, toxum sepen,

Ekin eken, biçin biçen,

Av avlayan, quş quşlayan Merd igidler hörmet ilen Ömür sürmüş şöhret ilen. Yad ellere6 bac vermemiş7, Zülqedere8 tac vermemiş.

Aşıqları her zamanla Neğme qoşmuş, dastan açmış Qaqqıldayıb9 oxuyanda Üreklerden keder qaçmış. Min bir neğme, min bir dastan Men söyleyim size hardan10...

Aşıq dayandırır sözü, sohbeti, Elinde sedefli sazı danışır11. Kamala yetende insan seneti Çöllerin12 ördeyi, qazı danışır.

Bu dilin kelmesi, cümlesi yoxsa, Vesfe sığınmayan13 fesaheti14 var. Hamılar15, hamılar aşnadır ona. Bilmirem ne gücü, ne qüdreti var!

Orda ki, dil, ağız sözden usanar, Soruşun metlebi16, teller söylesin!

Dodaq danışarsa, od tutar yanar, Gerekdir zexmler17, eller söylesin!

Könül mehebbetden danışan anda Ağıl qopuzunun simi18 şarışır19; Eşq eli tellere zexme vuranda Kimisi qırılır, kimi qarışır.

İnsanlıq yükselen20 en uca yerin Bir adı sevgidir, biri mehebbet! Her yanı axtardım21 men derin-derin, Araya bilmedim başqa heqiqet!

Aşıq, sen de bize istekden danış,

Qoy mehebbet, doğsun sohbetin, sözün!

Könülden, qelbden, ürekden danış,

Qoy sarsılan insan tanısın özün

Bele demiş Qorqud Dede, O, ellerin işbileni, Babaların başbileni:

- Quru bir çay üzerinde Saldırılmış bir körpünun Cevarında yurd eylemiş, Köçün salmış22 bir obadan Ucalırdı şiven sesi.23

Köç etmişdi, anlaşılan, Gene bir igid bir dünyadan. Eri ölmüş yaslı gelin Açıb atır al örpeyin24 Cavan qızlar Ağlar, sızlar, Başlarına qara salır, Ses tutulur, göz qızarır. Dırnaqlanır al yanaqlar. Qana batır ağ duvaqlar. Qan quruyur ağca üzde, Yaş quruyur yorgun gözde. Bir qancıq25 dilden düşüb, İşqıraraq26 için çekir. Qanlı yaşı parçalanmış Yanağına bir-bir tökür. Qaraleçek27 bu ananın Ürek yaxan naleleri Ağladın28 Dağı-daşı.

- Niye şiven qoparıban29 Ağlayırsan? Ne xeberdir? Ne olubdur? -

Deye gelir Deli Domrul.

1. erkek 2. renkli kilim 3. aferin, helâl olsun 4. bizim usule, modaya 5. vazgeçilmez aşk yemini 6. yabancılara 7. haraç vermemiş 8. Dulkadiroğullarına (?) 9. Hak diyerek, Allah diyerek 10. nereden 11. açıklığı, anlaşıhrhğı 12. bozkırın 13. vasfedilemeyen, anlatılamayan 14. açıklığı, anlaşılırlığı 15. herkes 16. arzuyu, isteği 17. mızraplar 18. teli 19. sarı sarı parlar 20. insanlığın yükseldiği 21. aradım 22. yerleşmiş 23. feryadlar yükseliyordu 24. başörtüsünü, yazmasını 25. kadıncık, zarariı kadın 26. hıçkırarak 27. kara tülbentli 28. ağlatıyor 29. feryad ederek

Qazlıq atın cilovunui Çekib durur.

- Görüklü2 bir igidimiz Ölüb bu gün. Ağlamağa Sebeb oldur.

- Deyin görüm, o igidi

Kim öldürdü? - deye Domrul Yene sorur.

- Qızıl qanad Ezrail Göy üzünden uçub geldi, Haq-teala emri ilen Xub3 igidin canın aldı.

Deliqanlı, qaflanqaynaq4 Bir igiddir Deli Domrul. Zamandır ki5, quru bir çay Üzerinde körpü salmış. Karvan-kelek, yoldan öten6, Kimse keçse körpüsünden, Tutub alar otuz üç pul Keçmeyenden döye-döye, Çala-çala7 qırxın alar.

O deyer ki: - Menden deli, Menden güçlü igid varsa, Çıxıb menlen döyüş etsin, Penceleşib vuruş etsin. Yene de o: - Gerek menim Qoçaqlığım, igidliyim, Cilazin8 er olduğumun Te'rifi9 her yana gede, Ruma gede, Şama gede, Deye Domrul öyünerdi. Xub igidin ölümünden Kederlenir Deli Domrul. Mere, erler! Ne kişidir Dediyiniz Ezrail? Ne üçün o, qafil-qafil El içine qırğın sala?! Yaxşı-yaxşı igidlerin Yaxaladıb canın ala!

1. gemini 2.yörklü 3. güzel 4. kaplan pençeli 5. bir zamandan beridir ki 6. geçen 7. vura vura 8. cilasun; kahraman 9. methi, övgüsü

 

 

 

   
Senden Önce 548475 ziyaretçi (1386738 klik) Kişi Buradaydi.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol