İslam Ansiklopedisi - Namaz ve Biz - Cennetteki Doga Güzelligi Ve Güzel Kokular
   
Menü
  Ana Sayfa
  İletişim
  Yorum Ve Görüşleriniz
  Burdayiz
  Bize Destek Olun
  DOSTLARIMIZ
  Anket
  Ahir Zaman
  Al-i İmran Suresi
  Allah'tan Korkmak
  Allah'ın 99 İsmi
  A'raf Suresi
  Ashab-i Kehf
  Bakara Suresi
  BAS ÖRTÜSÜ
  Bediuzzaman Said Nursi
  Berat Kandili
  Büyük Günahlar
  Cennet Ve Cehennem
  => Cennet
  => Cennetteki Zenginlik ve Bolluk
  => Cennet Hazineleri
  => Cennetteki Mülkün Genisligi
  => Cennet Mekanlarının Güzelligi
  => Cennetteki Carsilar
  => Cennetteki Yiyecekler
  => Cennette İnsan Güzelligi
  => Cennetteki Doga Güzelligi Ve Güzel Kokular
  => Cennet Ehlinin Allaha Yakınlıgı
  => Ayetlerle Cennet
  => Cehennem
  => Aldanmalar ve Gercekler
  => Cehennem Azabi
  => ZEBANiLER
  => Cehennemdeki Manevi Azab
  => Cehennem Ehlinin Cekismesi
  => Dirilis ve Hesab Verme
  => Hadislerde rivayet edilen Cennet kapıları
  Cinler
  Dinimiz
  Din Eğitiminde İnsanın Merkezileşmesi
  Din Ve İnsan
  El Zinasi
  Esmâül Hüsnâ
  Evreni Allah Yarattı
  Evrenin Ölümünün Ardından
  Esmaül Hüsnanin Önemi
  Esma-i Hüsnâ'dan Esintiler
  Esnaül Hüsna Faziletleri - Faydalari
  Esmaül Hüsna (Geniş Anlamlı)
  Esmaül Hüsna Zikirleri
  Filistine Destek İHH
  Filistine Destek K.Y.M
  Kiyamete Dogru
  Günün Konusu
  Site Haritasi
  Soru Cevap
  Şiirler
  Risale-i Nur
  Resim Galerisi
  İlahi Oku
  Peygamberlerimiz
  Gusül Ve Abdest
  Islamda Kadın ve Erkek
  Mezhebler
  Mucizeler
  ViDEOLAR
  SiiR
  Namaz Hakkında
  Namazın Edebi
  Namaz Vakitleri
  Namaz ve Sağlık
  Namazlar ve Niyet
  54 FARZ
  Zina Ve Çeşitleri
  Zinanin Kötülüğü
  Zina Ve Dünyevi Azabi
  Zinanin Uhrevi Azabi
  Göz Zinasi
  Göz Zinasi 2
  Gıybet
  Zulüm
  Kibir
  Kızmak
  Şehvet
  Haram ve Şüpheli Yemek
  Kur'an Ve Önemi
  Yunus Suresi
  Fil Suresi
  Kureyş Suresi
  Kuranin Önemi
  Kur'anin İnişi
  İnsan
  İbadetin Önemi
  Nefis
  Ölüm
  Oruç Ve Çeşitleri
  Oruçlarda Niyetin Vakti
  Orucu Bozan Şeyler
  Farz Oruçlar
  Oruç Çeşitleri
  Mübarek Aylar,Günler ve Geceler
  Kadir Gecesi
  Recep Ayı
  Regaib Gecesi
  Miraç Kandili
  Şaban Ayı
  Ramazan Ayı
  Şevval Ayı
  Kurban ve Kurban Bayrami
  Muharrem Ayı ve Aşure Günü
  Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili
  Kıyamet
  Kıyamet Günü 1
  Kıyamet Günü 2
  Kıyamet Günü 3
  Hz. Mehdi
  İlahiler
  Karışık İlahi
 
  Esmaül Hüsna Esintisi Dergisi
  Ilk Müslümanlar
  Islam Tarihimiz
  Resimli Namaz Anlatimi
  Islam Alimleri
  Kabe
  Nasihatlar
  HlCRET
  Kuran Ögreniyorum
  DuaIar
  Ahlak Bilgileri
  Besmele Kampanyasi
  Tevhidisohbet
  Sahabaler
  Hadisler
  Osmanli Padisahlari
  Türkiye il ve ilçeler
  İl İl Namaz Vakitleri
  il il imsakiye - İftar Vakitleri
  Güzel Sözler
  Dursun Ali Erzincanlı
  Şifali Bitkiler
  ilmihal
  Unutulan Sünnetler
  İslami Resimler
  Salavat
  Bilim
  Ramazana Özel
  Kuran-ı Kerim Türkçe Meali
 
  Bediüzzaman Said Nursi Hayati
  Sözler
  Mektubat
  Lemalar
  Şualar
  Hür Adam Bediuzzaman Said Nursi - Fragman
 
  Atatürk
  Ödevler
 
  Teknoloji
 
  Google
  Faydalı Siteler
 
  Facebook
  Reklam

 



"O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.(Haşr-24)"

 
ALLAH
(Uluhiyete mahsus sıfatların hepsini kendinde toplayan İsm-i Azam)

RAHMÂN
(Bütün yaratılmışlar hakkında hayır ve merhameti tercih eden)

RAHÎM
(Çok merhamet eden, nimet veren)

MELİK
(Bütün kainatın tek sahibi ve mutlak hükümdarı)

KUDDÛS
(Hatadan, gafletten ve her eksiklikten münezzeh)

SELÂM
(Esenlik veren, kullarını selamete çıkaran)

MÜ'MİN
(Gönüllere iman ışığını veren, vaadine güvenilen)

MÜHEYMİN
(Kainatın bütün işlerini gözetip yöneten)

AZÎZ
(Yenilmeyen yegane galip)

CEBBÂR
(İradesini her durumda yürüten, dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan)

MÜTEKEBBİR
(Her şeyde büyüklüğünü gösteren)

HÂLIK
(Büyün mevcudatı takdirine uygun şekilde yaratan)

BÂRİ'
(Bir model olmaksızın canlıları yaratan)

MUSAVVİR
(Her şeye şekil ve özellik veren)

GAFFÂR
(Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan)

KAHHÂR
(Her şeye her istediğini yapacak şekilde galip ve hakim)

VEHHÂB
(Karşılık beklemeden bol bol veren)

REZZÂK
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren)

FETTÂH
(Zorlukları kolaylaştıran ve iyilik kapılarını açan)

ALÎM
(Herşeyi çok iyi bilen)

KÂBID
(Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan)

BÂSIT
(Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan)

HÂFID
(Alçaltan, zillete düşüren)

RÂFİ'
(Yukarı kaldıran, yükselten)

MUİZ
(Yücelten, izzet ve şeref veren)

MÜZİL
(Alçaltan, zillet veren)

SEMİ'
(Her şeyi işiten)

BASÎR
(Her şeyi gören)

HAKEM
(Son hükmü veren)

ADL
(Mutlak adalet sahibi, çok adaletli)

LATÎF
(Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilip, sezilmez yollarla karşılayan)

HABÎR
(Her şeyin iç yüzünden haberdar olan)

HALÎM
(Acele ile ve kızgınlıkla muamele etmeyen)

AZÎM
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

GAFÛR
(Bütün günahları bağışlayan)

ŞEKÛR
(Az iyiliğe çok mükafat veren)

ALÎ
(İzzet, şeref ve hükümranlik bakımından en yüce, aşkın)

KEBÎR
(Zatının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu)

HAFÎZ
(Koruyup gözeten ve dengede tutan)

MUKÎT
(Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratip veren, bilip gücü yeten ve koruyan)

HASÎB
(Kullarının her yaptığını bilen, onları hesaba çeken)

CELÎL
(Azamet sahibi)

KERÎM
(Lütuf ve keremi çok bol ve çok geniş)

RAKÎB
(Büyün varlığı gözetleyip, kontrol eden)

MÜCÎB
(Dualara karşılık veren)

VÂSİ'
(İlmi ve merhameti herşeyi kuşatan)

HAKÎM
(Bütün emirleri ve işleri hikmetli olan)

VEDÛD
(Kullarını çok seven, sevilmeye gerçekten layık olan)

MECÎD

Türkiye'nin En Büyük
İslam Ansiklopedisi
Olma Yolunda Hızla Gelişen Bir Sitedir.
İslam Ansiklopedisi 2008 - 2021 ©

İnsanın ruhu estetikten, simetriden, güzellikten, temizlikten, düzenden, renk uyumundan kısacası mükemmellikten zevk alacak şekilde yaratılmıştır. Nitekim doğadaki tüm renkler, görüntüler de insanın ruhundaki bu zevke hitap eden en yakın uyum ve güzelliği yansıtırlar.

İnsanların dinlenmek, rahat etmek için tercih ettikleri mekanlar da hep doğal güzelliklerle iç içedirler. Yeşillik, ormanlık, deniz kenarı ya da nehir kıyısı gibi yerlerde temiz hava, toprak ve su ile yakın olmak insanlara huzur ve mutluluk verir.

Güneş ışınlarının, temiz havanın doğrudan girmediği, doğal güzelliklerden uzak ortamlar ise genellikle insanların hoşuna gitmez. 

Allah onlar için, süresiz kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.
(Tevbe Suresi, 89)

İnsanın doğal güzellik arayışı içinde olmasının sebeplerinden biri, Allah'ın insanı cennet güzelliklerinden zevk alacak şekilde yaratmış olmasıdır. İnsan farkında olsa da olmasa da aslında cennet nimetlerinin beklentisi içindedir. Ayetlerde cennetin doğal güzelliklerle iç içe olacağı şöyle haber verilmektedir:

Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur. (Büruc Suresi, 11)

Çeşit çeşit 'inceliklere ve güzelliklere' (veya her türden sık ağaçlara) sahiptirler. (Rahman Suresi, 48)

Cennet Ağaçları:

Ağaçlık mekanlar insanların, içinde bulunmaktan ruhen zevk aldıkları yerlerdendir. İnsanlar her ne kadar binaların yoğunlukta olduğu şehir merkezlerinde yaşasalar da, genellikle ağaçlık, yeşillik mekanlarda bulunmak isterler. Ağaçlık bir yere ait bir görüntü izlemek ya da böyle bir fotoğrafa hatta tabloya bakmak dahi insanlar için bir zevktir. Dünyada pek çok faydasıyla yaratılmış olan ağaçlar, Rabbimiz'in insanlara sunduğu nimetlerdendir. Görkemli görünümleri, benzersiz türleri, çeşitli renkleri, serinletici gölgelikleri ile ağaçlar, insanlara zevk verecek şekilde yaratılmışlardır. Allah'ın "Boyları birbiriyle yarışan ve içiçe girmiş ağaçlı bahçeler" (Abese Suresi, 30) ayetiyle bildirdiği ağaçlar, ahirette cennete has üstün özellikleriyle yaratılmıştır. Solmadan, kurumadan, yaprakları dökülmeden, ihtişamlı görünümleri ile, ağaçlar da cennetteki kusursuzluk içinde yaratılmışlardır. Aşağıdaki hadislerde ise ağaçların özellikle gölgesinden bir cennet nimeti olarak sıkça bahsedilir:

Cennette öyle bir ağaç var ki bir süvari gölgesinde yetmiş yahut da yüz sene gider (de bitiremez). O huld -ebedilik- ağacıdır... Cennette bir ağaç var ki, bir kimse dört yaşına girmiş bir dişi deve yavrusuna yahut da beş yaşına girmiş olan bir dişi deveye binmiş olsa da sonra ağacın dip tarafındaki gövdesini dönmeye başlasa hareket ettiği yere ulaşmadan deve ihtiyarlayarak düşer... Onun taze dalları cennet surlarının ötesindekilere ulaşmaktadır. Cennetteki her ırmak muhakkak o ağacın dibinden çıkmaktadır... [Tezkireti'l Kurtubi, s. 311/513]

Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
(Yasin Suresi, 56)

Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüzyıl gölgesinde yürüse onu katedemez. İsterseniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar." [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 427/9]

Kuran'da "gölge içinde olmak"tan bir cennet nimeti olarak şöyle bahsedilir:

İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız... Ve onları, 'ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız. (Nisa Suresi, 57)

Takva sahiplerine vaat edilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir. (Rad Suresi, 35)

Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. (Yasin Suresi, 56)

Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır; (Mürselat Suresi, 41)

Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler. (İnsan Suresi, 13)

Muharref İncil'de de cennetten bahsedilirken, Kuran'daki tariflerle mutabık "... Ne güneş ne de kavurucu bir sıcaklık onları çarpacak." ifadesi yer almaktadır. (Yuhanna'ya Gelen Esinleme, 7. bölüm, 16)

Cennetteki doğal güzelliklerin tarif edildiği pek çok hadiste Tuba ağacından ve onun özelliklerinden bahsedilir. Bu ağaç hakkında Peygamberimiz (sav)'in tarifleri şöyledir:

... Tuba cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 313/7]

Tuba ağacı benzersiz özelliklere ve görülmemiş bir genişliğe sahiptir. Bunun yanı sıra dünyadaki sebeplerin geçerli olmadığı cennet ortamında cennet elbiselerinin de bu ağaçtan yapıldığı ifade edilmektedir. Başka hadislerde de Peygamberimiz (sav)'in cennetteki ağaçlarla ilgili tarifleri ise şöyledir:

... Cennet ağaçlarının dip gövdesi inci ve altın, yukarısı da meyvedir. [Tezkireti'l Kurtubi, s. 315/523]

Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın. [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 427/10]

Cennette Allah'ın benzersiz, sonsuz yaratmasına şahit olacağımız için herşey mümkün olabilir. Örneğin cennet ağaçlarının meyveleri yakut, elmas, safir gibi değerli taşlar şeklinde görünüp, ele alındığında yenecek hale geliyor olabilir.

Cennetteki ağaçların mahiyetini soran bir sahabeye Peygamberimiz (sav)'in şöyle söylediği rivayet edilmiştir:

Bu ağaçların dalları kurumaz, yaprakları dökülmez, suyu kaybolmaz, meyvesi tükenmez. [İlahi Dinlerde Cennet İnancı, s. 54]

Cennetteki Irmaklar ve Denizler:

Su kaynakları bulundukları bölgeye bereket verir, orayı canlandırıp temizlerler. Ayrıca suya yakın mekanlarda iklim de hem yaşamaya daha elverişlidir, hem de insanların hoşlarına gidecek ılımanlıktadır. İşte bu nedenle insanların dinlenmek üzere seçtikleri mekanlar da deniz, göl ya da nehir kenarlarına yakın yerler olur. Nitekim Kuran'da takva sahibi olanların Allah'tan bir nimet olarak "cennetlerde ve pınar başlarında" (Hicr Suresi, 45) oldukları bildirilmiştir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde cennetteki nehirlerden sıkça bahsedilmektedir:

Cennet ırmakları, misk dağlarının yahut da misk tepelerinin altından çıkar. [Tezkireti'l Kurtubi, s. 307/501]

Cennette, bal denizi, şarap denizi, süt denizi ve su denizi bulunmaktadır. Diğer nehirler bunlardan çıkacaktır. [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s.409/10097]

Hadiste cennette baldan, sütten, şaraptan denizlerin olacağından bahsedilmektedir. Ancak burada bahsedilen süt, bal ve şarap dünyadakinden çok farklı, cennete has özellikleriyle yaratılmıştır. Cennette bunların her biri tertemiz, lezzet ve rahatlık veren içkilerdir. Örneğin cennette sunulan şarap, dünyadakilere benzememektedir. Cennet ehlini sarhoş etmeyecek, içenlerin şuurunu bulandırmayacaktır. Allah'ın cennet için hazırladığı içki, "Bembeyaz; içenlere lezzet (veren bir içki). Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir" (Saffat Suresi, 46-47) ayetleriyle Kuran'da tarif edilmektedir.

Ayrıca bu örnekler -süt, bal ve şaraptan ırmaklar- cennette Allah'ın kendilerinden razı olduğu kullarını bekleyen çok farklı güzelliklerin olabileceğine işaret etmektedir. Süt çabuk bozulan bir besin olmasına rağmen, cennette sütten deniz ve ırmakların olması oradaki nimetlerin kusursuzluğuna çarpıcı bir örnektir. Cennet ehli dilediği takdirde böyle görüntülerin yaratılması Allah için çok kolaydır. 

Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır.
(Yasin Suresi, 56)

Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüzyıl gölgesinde yürüse onu katedemez. İsterseniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar." [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 427/9]

Kuran'da "gölge içinde olmak"tan bir cennet nimeti olarak şöyle bahsedilir:

İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız... Ve onları, 'ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız. (Nisa Suresi, 57)

Takva sahiplerine vaat edilen cennet; onun altından ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir. (Rad Suresi, 35)

Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. (Yasin Suresi, 56)

Şüphesiz muttaki olanlar, gölgeliklerde ve pınar-başlarındadır; (Mürselat Suresi, 41)

Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler. (İnsan Suresi, 13)

Muharref İncil'de de cennetten bahsedilirken, Kuran'daki tariflerle mutabık "... Ne güneş ne de kavurucu bir sıcaklık onları çarpacak." ifadesi yer almaktadır. (Yuhanna'ya Gelen Esinleme, 7. bölüm, 16)

Cennetteki doğal güzelliklerin tarif edildiği pek çok hadiste Tuba ağacından ve onun özelliklerinden bahsedilir. Bu ağaç hakkında Peygamberimiz (sav)'in tarifleri şöyledir:

... Tuba cennette bir ağaçtır. Büyüklüğü yüz yıllık yer tutar. Ve cennet elbiseleri de onun tomurcuklarından yapılır. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 313/7]

Tuba ağacı benzersiz özelliklere ve görülmemiş bir genişliğe sahiptir. Bunun yanı sıra dünyadaki sebeplerin geçerli olmadığı cennet ortamında cennet elbiselerinin de bu ağaçtan yapıldığı ifade edilmektedir. Başka hadislerde de Peygamberimiz (sav)'in cennetteki ağaçlarla ilgili tarifleri ise şöyledir:

... Cennet ağaçlarının dip gövdesi inci ve altın, yukarısı da meyvedir. [Tezkireti'l Kurtubi, s. 315/523]

Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın. [(Tirmizi), Kütüb-i Sitte-14, s. 427/10]

Cennette Allah'ın benzersiz, sonsuz yaratmasına şahit olacağımız için herşey mümkün olabilir. Örneğin cennet ağaçlarının meyveleri yakut, elmas, safir gibi değerli taşlar şeklinde görünüp, ele alındığında yenecek hale geliyor olabilir.

Cennetteki ağaçların mahiyetini soran bir sahabeye Peygamberimiz (sav)'in şöyle söylediği rivayet edilmiştir:

Bu ağaçların dalları kurumaz, yaprakları dökülmez, suyu kaybolmaz, meyvesi tükenmez. [İlahi Dinlerde Cennet İnancı, s. 54]

Cennetteki Irmaklar ve Denizler:

Su kaynakları bulundukları bölgeye bereket verir, orayı canlandırıp temizlerler. Ayrıca suya yakın mekanlarda iklim de hem yaşamaya daha elverişlidir, hem de insanların hoşlarına gidecek ılımanlıktadır. İşte bu nedenle insanların dinlenmek üzere seçtikleri mekanlar da deniz, göl ya da nehir kenarlarına yakın yerler olur. Nitekim Kuran'da takva sahibi olanların Allah'tan bir nimet olarak "cennetlerde ve pınar başlarında" (Hicr Suresi, 45) oldukları bildirilmiştir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde cennetteki nehirlerden sıkça bahsedilmektedir:

Cennet ırmakları, misk dağlarının yahut da misk tepelerinin altından çıkar. [Tezkireti'l Kurtubi, s. 307/501]

Cennette, bal denizi, şarap denizi, süt denizi ve su denizi bulunmaktadır. Diğer nehirler bunlardan çıkacaktır. [(Tirmizi), Büyük Hadis Külliyatı-5, s.409/10097]

Hadiste cennette baldan, sütten, şaraptan denizlerin olacağından bahsedilmektedir. Ancak burada bahsedilen süt, bal ve şarap dünyadakinden çok farklı, cennete has özellikleriyle yaratılmıştır. Cennette bunların her biri tertemiz, lezzet ve rahatlık veren içkilerdir. Örneğin cennette sunulan şarap, dünyadakilere benzememektedir. Cennet ehlini sarhoş etmeyecek, içenlerin şuurunu bulandırmayacaktır. Allah'ın cennet için hazırladığı içki, "Bembeyaz; içenlere lezzet (veren bir içki). Onda ne bir gaile vardır, ne de kendilerinden geçip, akılları çelinir" (Saffat Suresi, 46-47) ayetleriyle Kuran'da tarif edilmektedir.

Ayrıca bu örnekler -süt, bal ve şaraptan ırmaklar- cennette Allah'ın kendilerinden razı olduğu kullarını bekleyen çok farklı güzelliklerin olabileceğine işaret etmektedir. Süt çabuk bozulan bir besin olmasına rağmen, cennette sütten deniz ve ırmakların olması oradaki nimetlerin kusursuzluğuna çarpıcı bir örnektir. Cennet ehli dilediği takdirde böyle görüntülerin yaratılması Allah için çok kolaydır. 

Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar ise; onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler vardır. (Lokman Suresi,

Hadiste cennetteki toprak safran isimli, kıymetli bir bitkiden elde edilen bir baharata benzetilmiştir. Bu bitki vanilya benzeri aroması, canlı, parlak altın sarısı rengi ile baharatlar arasında son derece özel bir yere sahiptir. 1 kg safran elde etmek için 70.000 ile 250.000 arası çiçek toplamak gerekmektedir. Günümüzde safran üretimi her geçen gün azalmaktadır. Bunu etkileyen en önemli faktör ise bitkinin yetiştirilmesindeki zorluktur. Çünkü safrandan 3-4 yıl gibi sürede ürün alınmaktadır. Dünya şartlarında yetiştirilmesi çok zor ve zahmetli olan bu değerli bitkinin, cennette toprağı oluşturacak kadar bol miktarda olması orada nimetin hesapsızca olacağına işaret etmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Cennetteki Genişlik:

Allah Teala cennet ehlini cennette iskan ettiğinde, geriye geniş bir mekan kalır. Allah Teala oraya, her biri, yaratıldığından sona ereceği güne kadarki dünyadan daha büyük olan, üç yüz altmış alemi iskan eder. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 30/5]

Peygamber Efendimiz (sav)'in bu hadisinde dikkat çektiği gibi cennette genişlik, ferahlık vardır. Kuran'da cehennem için tarif edilen dar yerlerin, sıkışıklığın tam tersine cennet geniş mekanlardan oluşur. Çünkü insanın ruhu, ufkunun açık olmasından, ferah mekanlardan hoşlanacak şekilde yaratılmıştır. Kuran'da cennetin genişliğinden şöyle bahsedilmektedir:

Rabbiniz'den olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır. (Al-i İmran Suresi, 133)




Cennetteki Güzel Kokular

Güzel koku Allah'ın insanlara sunduğu çok büyük bir nimettir. Fakat dünyada en güzel kokunun bile etkisi çok kısa süre devam eder. Koku moleküllerinin havada dağılması ve burnun da bir süre sonra bu kokuya alışması bu nimetten alınan zevki sınırlı hale getirir. Dolayısıyla kokunun güzelliği kadar etkisinin kalıcılığı da önem taşır. Peygamber Efendimiz (sav) hadislerinde cennetteki kokuların güzelliğine ve etkisine şöyle işaret etmiştir:

Ehli cennet kadınlarından bir kadın yeryüzüne baksa, misk kokusundan yeryüzü dolar ve yüzünün nuru Güneş ve Ay'ın ziyasını bastırırdı. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 355/5]

Eğer bir huri parmaklarından birini dünyaya gösterse (yer-gök ehli) her can sahibi, onun kokusunu duyardı. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 355/4]

Cennetin kokusu beş yüz yıllık yerden duyulur. Cennetin bu kokusunu ahiret ameli ile dünyayı talep eden kimse duyamaz. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 292/3]

Peygamberimiz (sav) "... gıdalardan kokuların en hoşu, en güzeli hasıl olur." hadisiyle de cennet yiyeceklerinin kokularındaki güzelliği haber verir. [Kütüb-i Sitte-14, s. 448/3]

... Allah onlardan razı oldu, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur." (Maide Suresi, 119)

Yiyeceklerin lezzetini almamızda kokunun çok büyük payı vardır. Örneğin pişen bir kakaolu kekin cazip bulunmasının sebebi, etrafa yayılan kakao ve vanilya kokusudur. Aynı şekilde ızgarada pişen etten, portakaldan, domatesten, kahveden ya da bir başka yiyecek ve içecekten zevk almamızdaki sebeplerden biri bu yiyecek ve içeceklerdeki kokudur. Koku duyumuz olmasaydı yediklerimizi birbirinden ayırt etmemiz, her birinden ayrı ayrı lezzet almamız da mümkün olmazdı. Bu bakımdan kokunun, lezzete yönelik nimetlerden alınan zevki tamamlayıcı bir yönü vardır.

Cennetteki kokuların güzelliğinden bahsedilen diğer bir hadis ise şöyledir:

... Derken şimal (kuzey) rüzgarı eser de onları yüzlerine ve elbiselerine en güzel koku nevilerini serper. [Tezkireti'l Kurtubi, s. 325/562]

Bir hadiste de kokusu ile dikkat çekilen bitkilerden şöyle söz edilmektedir:

Muhakkak ki kına (boyası ve kokusu) cennet kokularının reisidir... Allah Teala cenneti yarattığı zaman onu (güzel) fesleğen kokusu ile kuşattı, fesleğeni de kına (kokusu) ile çepeçevre kuşattı... [Tezkireti'l Kurtubi, s. 342/619]

Hadislerde bahsedilen fesleğen güzel kokusu ile bilinen bir bitkidir. Ancak bizim bildiğimiz, tanıdığımız kokular da cennette çok daha farklı, çok hoşumuza gidecek şekildedir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Şüphesiz ebrar olanlar, elbette nimetler(le donatılmış cennetler) içindedirler. (İnfitar Suresi, 13)

Ayrıca cennet ortamındaki kokular insanlara zevk veren birer nimet olmaları amacıyla yaratıldıklarından dünyada sıkça muhatap olduğumuz rahatsız edici kokuların hiçbiri orada olmayacaktır. Bu tür kokular insanlara dünyanın eksikliklerini hatırlatan, onların cennet ortamına özlem duymalarına vesile olan dünyaya has kusurlardır. Cennette bu tür eksiklikler ortadan kaldırıldığı gibi insan ruhunun zevk alacağı hoş kokular her yanı kuşatacaktır. Nitekim Peygamberimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde cennet için; "... Her tarafından güzel kokular dalgalanmaktadır..." şeklinde bildirmişlerdir. [Ramuz el-Ehadis-1, s.170/1]

   
Senden Önce 69 ziyaretçi (364 klik) Kişi Buradaydi.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol